Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kaygılarımız Huzurun ve Mutluluğun Önünde Bir Engel Değil mi?

  Yaşamın içinde birilerinin tavırları,düşüncelerimiz,başkalarının düşünceleri,yaşadığımız olaylar,maruz kaldıklarımız kaygılanmamıza sebep oluyor,olabiliyor.   Peki kaygı kontrol edilemez bir şey mi? Kaygıyı hissetmek durumunda mıyız?Kendimizi sürekli kaygı çemberi içine sokmamızın sebebi ne?    Çogumumuz kendimizi daha olay gerçekleşmeden kaygıya,strese sokarız.Kimimiz olay olduğunda ,kimimizse olay öncesinde ya da esnasında çözüme odaklanır ,durumu kabul eder,"en kötü ne olabilir"der.Kaygıyı ve stresi kontrol edebiliyor.   Bugün sizi ne kaygıya soktu?Kaygıya girmenizin sebebi ne? Olay,söz ya da kişinin davranışı sizi nasıl etkiledi? O an huzurunuzla aranıza giren ne? Bunun olmaması için nasıl farklı davranabilirsiniz?Neyi bilmeniz sizin kaygılanmanızın, mutluluğunuzun ve huzurunuzun lekelenmesine engel olur?     Kaygıdan besleniyor olabilir misiniz? Acı,acıtasyon,arabesk,öfke,negatif elektrik  duygusal iniş çıkışa, ruhsal enerji seviyenin inip çıkması hoş mu geliyor?At

Ya Mutluysak ve Farkında Değilsek

  Hayatta ya gerçekten mutluysak ve farkında değilsek bunun ? Nasıl ya mı diyoruz?"Olur mu öyle şey insan mutlu olduğunun farkında olmaz mı "diyorsunuz?Evet!insan mutludur, ancak ben mutluyum aslında,mutlu olmak için çok sebebim,bedenin,geçmişin,sindim,anım var deniyor,diyemiyor olabilir.Ancak aslında hiçbirimiz sandığımız kadar mutsuz değiliz mutluyuz .Ya itiraf etmiyoruz ya da olaylar arasındaki geçişlerden onu yakalayamıyoruz aslında mutluyuz.      Elimizde hepimize mutluluk veren çok şey var .Hiç bir kere şöyle kendi kendinize kalıp gözden geçirdiniz mi,analiz ettiniz mi bir gününüzü,sahip olduklarınızı,yeteneklerinizi,kişisel  özelliklerinizi Ayşe'ye,Aslı'ya,Ali'ye,Mehmet'e bakmadan sadece kendi sınırlarını içinde? Hiç düşündünüz mü bu sahip olduklarınızı sizi mutlu edebilir olduğunu,farkettikçe,değerlendirdikçe ileriye taşıdıkca ardından koştuğunu?Ya düşünseniz,dürüstçe,bilinçli bir şekilde neler değişir,neyle yüzleşirsiniz,neyi keşfedersiniz?     Mutl

Hayatın Gerçekleriyle Arkadaş Olmanın Gücünü Yaşamak

   Hayatta hiçbir zaman her şey herkesin hayatında güllük gulistanlik değil.Herkesin,hepimizin yaşamında iyi kötü diye algılayıp isimlendirdiğimiz,tabir ettiğimiz olayların,durumların olduğunu kabul etmemiz bizi olumlu bakışa tevşik eder.    "Ne ekersek onu biçeriz"İyi kötü olarak ne ekigir ne yeşertiyorsak aslında bunların meyvelerini,ürününü topluyoruz.     Hayatın gerçekleri yaşamın parçası ve bunları kabul edip ,bunlarla arkadaş olmak bizim hayrımıza,bizim gelişmemize etken.Ruhsal,duygusal,zihinsel yönden etkin,aktif ve doygun olmamızı sağlar.    Hastalıklar,istemediğimiz ziyaretler,istemediğimiz durumlar,olaylar bunlar hayatın gerçekleri ,bunları kabul edip ne yapabileceğimiz,neler yapabilecegimize bakabilirsek onlarla arkadaşlığa geçme sürecini başlatmış oluruz.Sızlanmadan,ağlamadan,şikayet etmeden,suçlamadan sorumluluğu üzerimize alırsak kendimize fırsatları da açmış oluruz.Burnumuzun dibine gelen fırsatları görüp,kullanabiliriz .    En yakınımızda uzagimiza kadar

Konsantrasyon Hayatımızın Kardeşi mi?

Konsantrasyon hayatımızın önemli bir etkeni.Onsuz hiçbir şey tan anlamiyla yerine gelmez.Çoğu kişinin konsantrasyonunu bozulduğunu,koruyamadigini duyuyor ve bir çoğumuz yaşıyoruz bunu.Dikkati toplayamama,odaklanamama sonucu gelişen bir durum.Strese dayalı ta da odaklanamamaktan olması strese yol açıyie Andan,akıştan uzaklastırıyor.Pek çok etken,alt sebepler olabilir.Bireylerin yaşama durumları psikolojik,düşüncesel,duygusal olarak değişim gösteriyor.Öğrencilerde,yetişkinlerde,yaşlılarda,gençlerde,çocuklarda farklı şekillerde kendini gösteriyor .

Sevgi ve Saygının Gücünü Yaşayan Bireyin Huzuru

  Sevgi ve saygı insanın olmazsa olmazları arasında.Ne sevgisiz ne de saygısız yapamayız.Ne sevilmemeyi ne de sayılmamayı kaldıramıyoruz.Çoğumuz şunu savunuyoruz,"sevilmek zorunda değilim ancak herkes bana saygı duymak zorunda".Peki gerçekten böyle mi?Vuna ne kadar inanıyoruz?Saygı sevginin önünde mi yoksa ikisi birlikte yürüyen erdemler mi?     Kimi zaman beraber,kimi zaman tek tek.Sevgi olsa da saygı olmayınca o sevgi yeterli olmuyor be an.Çünkü sevgiden yaparken,dile getirirken bir şeyleri saygı gözetilmiyorsa bu sevgi karşıya sıkıntı,sorun olarak yansıyabiliyor .Birey sevginin yanında saygıyınalmadığı,görmediği için saygısızlık gösterilen,sunulan  sevgiyi algılayamıyor,yeterli gelmiyor.Çünkü sevgi saygı ile yürümediğinden sevgi gölgede kalıyor.    Sevginin olduğu yerde saygı,saygının olduğu yerde sevgi her daim olması kişileri mutlu,huxurlu kılacak,daha güvenli olmslarını saglıyacak,motive edecek.    Saygı sevginin önünde gibi geliyor bana.Sevdiğiniz insana saygı duyar

Kendimizle Dost Olmak Ne Fırsatlar Sunar?

   Kendimle dost muyum? Kendinle barışık mıyım?Bedenimin ihtiyaçlarını duyabiliyor muyum?Yeme ihtiyacını karşılarken vücudumun istediğini,bana verdiği sinyali düğün mü yiyecek seçiyorum yok sa mide bir şeyle dolsun mantıgıyla mı hareket ediyorum?     Sosyal,psikolojik,fiziksel ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorum?Bunları duyabiliyor muyum?Düşüncelerin kendime mi ait bir toplumun,grubun,cemaatin,baskalarının düşüncelerini mi,inanclarını mı taşıyorum?    Kendi düşüncemi toplum içinde farklı da olsa söyleyebiliyorum muyum?Başkalarının beklenterine göre mi davranıyor,yaşıyorum?     Bu soruların cevaplarını vermeye,cevaplamaya,kendinizle yüzlesmeye hazır mısınız? İstiyor musunuz?Buna ihtiyaç duyuyor musunuz?    Vereceğimiz cevaplar kendimizle dostmuyuz onu gösterecek.Neleri ne için yaptığımızı,kararlarımızı neye göre yaptığımızı göreceğiz.    Kendimize dost olmak istiyorsak ;kendi s0 orumluluğumuzu almalıyız.İç sesimizin sesine kulak vermeliyiz.Düşüncelerimizi, duygularımızı kontrol edebi

Konsantrasyon Hayatımızın Kardeşi mi?

Konsantrasyon hayatımızın önemli bir etkeni.Onsuz hiçbir şey tan anlamıyla yerine gelmez.Çoğu kişinin konsantrasyonunu bozulduğunu,koruyamadığını duyuyor ve bir çoğumuz yaşıyoruz bunu.Dikkati toplayamama,odaklanamama,stres,mutsuzluk,huzurlu olmama,motivasyon eksikliği,enerji düşüklüğü konsantrasyonu engelliyor.Bu durum andan,akıştan uzaklaştırır,şimdide olamayız.Pek çok etken,alt sebepler olabilir.    Bireylerin konsantrasyon bozukluğu yaşama durumları psikolojik,düşüncesel,duygusal olarak değişim gösteriyor.Öğrencilerde,yetişkinlerde,yaşlılarda,gençlerde,çocuklarda farklı şekillerde kendini gösteriyor .   Korkular,endişeler,güvensizlikler,başarısız olma,hatta başarıyı kaldıramama,yetersiz kalma duygusu,olumsuz düşünceler ve duygular konsantrasyonu toplayamamamıza sebep olur.      Konsantrasyonu yakalamak ,onu koruyabilmek için kendimize güvenmeli,yasadığımız negatif,bizde endişe yaratan durumları ardımızda bırakmamız en güzeli.Her ne yapacaksak onu yapabileceğimize,onu yapmak için

İnançlar,Düşünceler ve Biz

   İnançlarımızı farkında mıyız?Ne tür ina çlarımız var? İnançlarımızın düşüncelerimizi oluşturduğu ve bunların hikatemizi etkilediğini biliyor muyuz?    Her neye inanıyorsak,her ne düşünüyorsak onu kendimize farkında olmadan çekiyoruz.    Hep zenginlik,bereket içinde olduğunuzu ,her şeyden herkese yetecek kadar olduğuna inanıyorsanız her günümüz bereket,zenginlik içinde geçiyor.Her gittiğiniz yerde, her an zenginliklerle,bereketle,bollukla buluştuğunuzu farkediyorsunuz.Birileri size bir şeyler sunuyor,hediyeler,süprizler geliyor.Duygusal,iş,arkadaş,fırsatlara yönelik kapıların açıldığının farkına varıyorsunuz.Her günün fırsatlarla dolu olduğunu ,adımları buna göre atınca daha çok zenginlikler,güzelliklerle karşılaşabileceğinizin tohumunu ekiyor,yeşertiyorsunuz.   Hayatınızdaki herkesin sizi desteklediğini düşünüyorsanız hakikaten destekleyen kişilerle buluşuyorsunuz.Düzgün,dürüst,güvenilir,ahlaklı,erdem sahibi,kaliteli,fayda, destek sunan kişilerin varlığına sahip olduğunuzu ,kendi

Korkulara Hosçakal Desek Yaşam Kalitemiz Artmaz mı?

    Korkuları kendimize biz yaratırız.Korku kültürü bizde ilk annemiz ile göbek bağının koltuğu anda gelirmiş.Çünkü çok güvende hissettiğimiz,en güvenli,en korunmalı,hiçbir tehlikeyi tanımadığımız rahmin tuzla kaplı havuzunda o kadar güvendeyizdir.Doğumla anne rahminden dışarı çıktığımızda bilinçaltımıza yerleşiyor ilk endişe,korku,terk edilme,bağın kopması.O günden bugüne yerleşen bu duygu çeşitli olaylarla bizi sarar durur.       Korkular sonrasında cocukluk lugumuzla birlikte yasadıklarımızla yerleşmeye başlar.İlkokulda korkutulabilir,her hangi sebepten dolayı kirkabiliriz.Büyüklerimiz yaramazlık yazmayalım diye saka yollu tamamen iyi niyetle korkuturlar.Anne ile mirdon bağının konmasıyla başlayan bu duygu bir biri ardına yaşanan olaylarla,deneyimlerle surekli var olur yaşamımızda .    Öğrencilerimizden sınav ,sınıf gecememe,kazanamama,basarısızlık,anlamama,ögrenememw,tembellik korkusu sarar.Başarılı olmak a kirkuya beden olur bir sonrasında en az aynı başarıyı göstermeliyim str

Duyguları Yönetmek İle Gelen Huzur

    Duygular her daim,her an,her gün bizimle yürüyen yapışık kardeşimiz .Duygular için yaşıyoruz,duygularla harekete geçiyoruz.Bağlantı kurduran,iletişime,ilişkiye geçiren,yediren,içiren,yaptıran hep hissetmek istediğimiz ve hissettiğimiz duygulardan geliyor.    Korkularımız,endişelerimiz,cesaretsizliklerimiz,güvensizliklerimiz,kırılganlıklarımız,kızgınlıklarımız,küsmelerimiz,gücenmelerimiz,neşelerimiz,coşkularımız,ruhsal,duygusal enerjimiz,motivasyonumuz,özgüvenimiz inançlarımızdan,deneyimlerimizden gelen düşüncelerimizden.Bu düşüncelerin oluşturduğu duygularda hareketlerimizi,davranışlarımızı şekillendiriyor.    Burada iyi haber hepimiz düşüncelerimizi kontrol etme gücüne sahibiz.Sadece bunu anlamak,inanmak ve istemek.Düşüncelerden olumsuz,bizi karamsarlastıran,bizi korkutan,endişelendiren,ödümüzü kopartan fikirlerden,cümlelerden barındırdıkları mı ne korkacağız,ne endişeleneceğiz,ne şüphe edeceğiz ne de güvensizlik hissedeceğiz.Sadece güven,huzur mutluluk,neşe ya da nötür de olaca

Kendini Tanımak Yaşamda Etkili Olmanın Yolu Olabir mi?

  Kendimizi ne kadar tanıyoruz? Bir şekilde hepimiz kendimizi ,neleri yapıp yapamayacağımızı,neyi isteyip istemedigimizi biliyoruz,farkındayız tüm bunların.     Gerçek anlamda çoğumuz yeterince yeteneklerimizin,becerilerimizin,potansiyelimizi,güçlü yanlarınızı tanımıyoruz.Kör noktalarınızı,zayıf yönlerimizi bilmiyoruz.Güçlü yanlarınızı kullanıp iş yapmak,meslek sahibi olmak,kariyer yaşamı gerçekleştirmek varken yeteneklerimizin altında,üstünde yada sevmediğimiz işlerde potansiyelimizi harcayarak kendimizi mutsuz ,huzursuz ediyoruz.    Hiç düşündünüz mü yetenekleriniz,becerilerimiz,güçlü yönlerini  üzerine? Şu an yaptığınız işlerden,uğraşlardan başka hangi işler,uğraşlar ilgi uyandırıyor,ilginizi çekiyor?Bunlarla uğraşsanız,bir şeyler yaosanız neler değişir?Nasıl hissedersiniz kendinizi?Yaşamınızda nasıl,ne şekilde gelusme ur?Bu sorulara cevap vermek,bu soruları sorgulamak size kendinizi daha iyi tanıma,keşfetme,kendinizle yüzleşme fırsatı sunar.    Bugüne kadar olumsuz inanç kalıpla

Nefs,Ego,Hırs,Kibir İçimizdeki Şeytan mı,Özbenlik,Sevgi İçimizdeki Melek mi?

  Hepimizin içinde iyilik,kötülük,şeytan,melek yaşadığına inanıyorum. Bunları kendi gönül rızamızla devreye sokuyoruz.İstediğimizde şeytan istediğimizde melek oluyoruz.Kimse bizi şeytanlaştırıp melek haline sokmuyor.Seçimi hepimiz kendi özgür irademizle yapıyoruz ister kabul edelim ister etmeyelim böyle.   Egoyu yukarı çıkardığımız hırsa,kibre,kıskançlığa,zarar vermeye,yalana,dolana,ezmeye,kırmaya,gurura,hor görmeye,şımarıklığa,sadece bene,ben bilirime,umursamazlığa varan davranışlar sergiliyoruz.     Kibrin,hırsın,kıskançlığın verdiği duygularla şeytan yanımızı ortaya çıkartabiliyoruz.Nüfusun büyük bir bölümü bu yönünü besleyerek yaşıyor.Ev,iş,sosyal hayatın içinde şeytanlıklarımızı sergiliyoruz.Bu durum sizce mutluluk katıyor mu? Ruhu besliyor mu?Huzurlu kılıyor mu?Bu cevaplar hayır! olacak ve buna rağmen yaşamaya devam ediyoruz.    Peki bizi şeytandan meleğe ne çeker? Ne olursa melek bakabiliriz? Ne olursa seytanlaşmajtan melek yönümüzle buluşabilir ve bunu sürdürebiliriz?Kolay m

Esneklik Göstererek Yaşamda Etkin Olmak ve Zenginleşmek

Esneklik kelimesini seven ,sevmeyen vardır sanırım.Esneklik kelime olarak ta,anlam olarakta,yaşama katmak olarak ta rahatlatıcı etki bırakıyor bireyin üzerinde.     Esneklik, neyle mücadele edeceğimizi bilmemimizi sağlar.Stresli ve yeni durumlar karşısında uygun yanıtlar üretebilmemize olanak verir.     Esneklik,zir durumlarda yeteneklerimizin geliştirmemize,beklenmedik durumlarda çözüm üretmemize,baş edebilmemiz sağlar.     Esneklik,engellenmiş,cesaret kırılmış ümitsizlik psikolojisinde kurtarır.Başka yolların  olabileceğini algılatır.     Esneklik,kişinin kendisiyle birlikte çevresini de değiştirme hususunda değişim yaratır.       Esneklik,zor,stresli durumlarda kendimizden şüphe etmemizi engeller.       Esneklik,bireyleri öğrenmeye,kendini geliştirmeye,yaşadığı deneyimden ders çıkarmaya açar.      Esneklik,pişmanlık,suçluluk duygusundan uzaklaştırır.      Esneklik,uygun zamanda bazen vazgeçmek,bırakabilmek,işleri başkasına devredebilmek,ihtiyaç olduğunda destek isteyebilmek

İlişkilerimiz Üzerine Farkındalık Kazanma

Hepimiz mutlu,huzurlu kılan ilişkilersürdürmek istiyoruz.Nezaket,görgü,zerafet çerçevesinde,anlayışlı,şefkatı,saygılı,sevgi dolu ilişkilerle yoğrulmak ,var olmak,yaşamak istegindeyiz.Ben en azından böyle olduğunu düşünüyorum.Çünkü insan sosyal bir varlık ve iletişimsiz,ilişkisiz yaşaması onu mutsuz,enerjimiz,huzursuz kılar.     Bağlantı kurmak deyince ilişkilenmek aklımıza gelir değil mi?Ebeveynimuzle,kardeşlerimize,arkadaşınıza,konsumuzla ve bunun gibi bireylerle iletişime girip ilişkiye geçmek bireyler için değerli.     İlişkilerde yaşadığımız problemler bizlerin keyifsiz hale gelmemize neden oluyor.Peki hiç düşünüyor muyuz yaşamınızda kimle nasıl bir iliskimiz var? Bu ilişkinin boyutu ne?Bu ilişkinin bize sunduğu,kazandırdığı ne?İlişkilerimizin haritasını çıkaracak nasıl bir manzara çıkar karşımıza?Hayatımızda kimle nasıl bir iliskimiz olduğunu belirlerse bu konuda farkındalık kazanırız.Yaşadığımız problemlerin sebebini ve nasıl çözülebileceğini de keşfedebilirsiniz böylelikle.  

Otantik Olmak

    Kendi degerlerimizi,önceliklerimizi bilir ve Tercihlerinizi bunlara göre yaparak yaşarsak otantik olmuş oluruz.    Başkalarının empoze ettiklerine ,başkalarının önceliklerine,tercihlerine ,beklentilerine göre yasarsak otantik yaşamdan uzaklaşırız.Mutsuz,huzursuz,Tatminsiz,keyifsiz olur,yaptığımız her şey bize rutin,sıkıcı gelir.    Burada özgür iradeyikullabaraj sorumluluğunu alıp seçimlerini kendine göre yapmak önemli.Kendini gerçekleştirmek değerlerine ,önceliklerine göre tercihleri yapmak,elindeki kaynaklara göre seçimleri gerçekleştirip eyleme dökmek bizi mutlu,huzurlu kılar.    Değerlerimize göre önceliklerimiz şekillenir ve bu ikisine göre seçimler yaparız.Bu nedenle kendimizi tanımak,keşfetmek önemli.İnançlarımızı,inançlarımızı kaynaklı düşüncelerimizin farkına varmak .Bu farkındalıklar fa düşüncelerimizin bizde oluşturduğu hisleri de anlamaya,tanımaya,tanımlamaya başlarız.Duygularımızın neden,hangi durumdan,düşünceden kaynaklandıgını bilmek öz denetimimizi kolaylaştırır.

Hasret Duyduklarımız,Hasret Duygusunu Yaşamak

   Hasret güzel bir kelime.İnsanın içini ısıtan,coşturan,damağında ,ruhunda tat bırakanları hatırlamak.Güzel duyguların eskilerden tekrar kalbimizde,ruhumuzda yeşermesi.     Hasret kaldığımız neler var? Onlara karşı hasreti oluşturan şeyler,kişiler,durumlar neler?Hasret sizce nasıl bir duygu,düşünce oluşturuyor? Hasretim dediklerimiz yaşamın hangi satır arasında gizli?   Güzel düşünmeye,güzel duygular hissetmeye,güzel hikayeler yaşamaya,güzel bireylerle muhabbete,güzel ilişkilere ve iletişime,güzel dostluklar ve arkadaşlıklar,güzel rastlantılar hasret olanımız vardır.    Eski bayramlardaki birliğe,beraberliğe,ziyaretlere,giysilerin bayram için hazırlanmasına,memleket ziyaretlerine el öpmeye gidilip gelinmesine hasret kalanımız,özleyenimiz ,tadı damağında kalmış olanlarımız,bunkarı güzel hikâyelerle süslemiş olanlarımız mutlaka var.   Eş,dost,akraba,arkadaş toplantıları,piknikler,mezun yemekleri pek çok bireyin bir araya gelip hasret giderdiği,öpüşüp,koklaştığı,sevgi,saygı,şefkat yü

Pişmanlık ve Suçluluk Duygularıyla Flörtü Bırakmaya Var mıyız?

  Yaşam içinde pek çoğumuz pişmanlık ,suçluluk duygularını tadıyor,yaşıyoruz.Bu duygular bizi zehirliyor,kirletiyor,mutsuzluğu,huzursuzluğu yaşamımıza sebep oluyor.   Pişmanlık,suçluluk duygusu nereden,neden gelir? Bu duyguların kaynağı ne? Farkında mıyız?Hiç kendinize sordunuz mu "ben niye suçluluk,pişmanlık duygusu yaşıyorum,bu nereden geliyor" diye?   Pişmanlık duygusu geçmişten,yanlış kararlardan,hatalı davranışlardan,isteksizlikten,kaçırılan fırsatlardan , elimizde olmayan,kontrolümüz dışı gelişen olaylar sonrasında hissederiz.    Suçluluk duygusunu iki şekilde hissederiz.Yapmamamız gerektiğini düşündüğünüz şeyleri yaptığımızda.Başkalarının istediği beklentileri yerine getirmedigimizde bizi sorumlu tutarak oluşturdukları durumlarda yaşarız.Bir de bir şeyi daha iyi yapabileceğimiz düşüncesi geldiğinde.   Bunların hiç birini yaşamak durumunda değiliz.Bu duygularla flört etmeyi,el ele yürümeyi bırakabiliriz.Nasıl mı?Kendimize güvenerek,cesaretinizin toplayıp kendimize d

Egonun Sesini Duyuyor musun ?

Ego hayatımızın parçası, benliğimizin koruma kalkanı.Egoyu kısmak,egoyu büyütmek bizim elimizde.    Egoyu kısmak tevazuyu,alçak gönüllülüğü öne çıkarmaktan yatıyor.Aşırı tevazu,alçak gönüllü olmak ta egonun bir parçası.    Gurura ve kibre yenik düşer burnumuzdan kıl aldırmayız.Ego perdededir .    Özgüvenle ego çoğu zaman karıştırılır.Egosu tavan yapmış insanlar özgüvenli sanılır.Özgüven egonun arkasına saklanmıştır,anlaşılmaz.    Başkalarını etkin dinlemefigomizfe,ben biliyorum öğrenmem gerekli değil düşüncesi egonun su yüzüne çıktığının göstergesidir.     Sürekli kendinden bahseden,karşısındakine söz hakkı vermeyen,sürekli ilgi odağı olmak,önde olmak arzusu egonun gülümsemesi.     Kendini ezik,yetersiz,değersiz hissetmek ,kıskançlık ,başkasıyla kıyaslama,maddeye ,nesneye,etikete önem verme egonun ta kendisi.    Başkaları övülürken kendinin de övülmesini istemek,kendini bir yerlerde, bir şeylerle konumlandırmaya çalışmak egomuzun eseri.    Ego kendini pek çok şeyde gösterir.Ken

Seçimlerle Dans Etmek

  Hayat her gün yeni fırsatlar sunuyor.Yeni mucizelere,süprizlere vesile oluyor.Her gün yeni bir güneş,yeni bir doğuş.Bazen mevsimlerin başlangıcına,bazen doğum günümüze ,bazen yıl sonuna,yıl başına ve hayatımızda önemli olan evrelere denk gelir.    Yaşam saatlerini coşku,keyifli,huzurlu,mutlu,değerlerimizle,kaliteli yaşamayı seçme özgürlüğünü kullanarak karar veririz. Ya da vermeden birilerinin seçimleri ve kararlarıyla yaşarız.    Pazar  gününüzü nasıl seçmeyi arzu ettiniz bugün?Ailenizle güzel bir kahvaltı seçeneğiyle dans etmeyi mu,kitaplara göz atma seçeneğiyle dansı mı,dostlarınız,arkadaslarınızla buluşma seçeneğini kullanarak mı?Kendinizle başbaşa kalıp güzel,keyif aldığınız bir mekanda kahve içmeyi mi?Bugün dansınız ne?Nelerle dans etmeyi,flört etmeyi seçeceksiniz?    Haftanın ilk iş günü dans edeceğiniz seçimler neler olacak?Her gün hayatınızı yeni bir dansla buluşturmaya hazır mısınız?Bu belki bakış açınızı değiştirip düşüncenizi farklılaştırmak ve daha güzel duygular hiss