Ayşegülimamoğlukoçlukakademisi

    Hepimiz hayatımızda pek çok şeye sahip olmak,olmak istiyoruz Yaşamımıza katmak istediklerimiz var .Mevcutta olanları çoğaltmak,sürdürmek gibi taleplerimiz,ihtiyaçlarımız var.    İhtiyaç duyduklarımızı,talep ettiklerinizi ne kadar hayata geçirme yolunda inançlı ve istekliyiz?Harekete geçiyor muyuz! Neler yapmamız gerekenleri oluşturup harekete geçmeye gelince adım atmıyoruz değil mi?Ya da adım attıktan sonra bir şey moralimizi bozunca vazgeçiyoruz öyle mi?Ya da olumsuz düşüncelere sarılıp inancımızı,motivasyonumuzu,enerjinizi,cesaretimizi kırıyoruz değil mi?      Bu yaptıklarımız kendi kendimize koyduğumuz engeller "Ya yapamazsam,ya olmazsa,ya rezil olursam,ya beceremez eline gözüne bulaştırırsam"gibi benzer cümleler tanıdık geliyor mu? Daha denemeden,adım atmadan nasıl bulabiliriz ne olacağını!Yola girmeden yolda nelerle karşılaşacağımızı nasıl öngörebiliyoruz ki?Biz bize nelerin geleceğini nasıl on ikiden vurarak saptayabiliriz ki?Kaygıya,kirkuya,endiseye kapılmak kend

     Her yirmi dört saatin devir daimi düğü saniye yeni bir güne yeni oluşumlara,düşüncelere,duygulara,davranışlara gebedir.      Her yeni gün yeniden doğarız güneşin doğması gibi.Her yeni gün bizim için mazeretleri,beklentileri,zannetmeleri,farzetmeleri,sanmaları,pişmanlıkları,keşkeleri,suçlamaları bırakma,terketme günün olabilir.İstersek,buna ihtiyaç duyarsak.       Her yeni gün suçluluk duygusundan çıkma günü,kendi sorumluluğumuzun alma günü olabilir.Yeni kararlar alma ve bunları harekete geçirme günü olabilir.         Her yeni gün korkularımızı,kaygılarımızı,güvensixliklerimizi bırakma günü olabilir.Hep yapmak istediklerimize merhaba dediğimiz ve onlara doğru ufak bile olsa adımlarla alabildiğimiz bir gün olabilir.         Her yeni gün kendimizi ve başkalarını affetme günü olabilir.İnanclarımızdaki olumsuzlukları listeleyip bunları olumlularla değiştirme günü olabilir.         Her yeni gün sahip dikkatimizin farkına varma,kesfetme ve şükretme vaatleriyle başlayabilir.Kazanclar

      Bahane ,mazeret üretmek te bir seçim ve seçenek ,bunları seçmekte bir özgürlük.Tam tersini yapmak ta.       Birilerini birseyler için suçlamak,kendine düşen sorumluluğu almamakta bir seçim,secenek ve özgürlük.Tam tersi de.           Pişmanlık,keşkelerle,suçluluk duygusuyla yaşamak bir seçenek,seçim ve yine özgürlük.Tam tersi de.                Hayatta seçimler yapıyoruz,seçenekleri seçiyoruz ve özgürlük anlayışımıza göre özgür kılıyoruz kendimizi. Özgür kıldığımızı sanırken bağımlılaştırıyor,kendimizi kurban durumunda sokuyor olabiliriz.Sonuçta her seçenekte,seçinde mutluluk arıyor,mutlu,huzurlu olmak o istedigimizözgürlük duygusunu yaşamak istiyoruz.Özgürlük herkese göre değişir,herkes için farklıdır. Verdiğin örnekler kimi için özgürlük kimi için değildir.         Hayatta herşey için seçenek ve seçenekler olduğunu anlamak,algılamak,farkına varmak önemli.Seçebilmek,seçmek bizim tek elimizde seçerken de özgürüz seçmiyorken de.Her seçim birşeylerden özgürleştirir birşeylerin ö

      İnsan kendi kendinin dostu olabilir mi?İnsan kendi kendinin hem dostu hem arkadaşı hem yoldaşı,ateşleyicisi,moderötörü olabilir mi?        Bence evet.Olabilir.İnsan kendi kendinin herşeyi olabilir.Bu bireyin kendine değer vermesi,kendini sevmesi,kendine saygı duyması,kendini her haliyle kabul etmesiyle ilgili.Kişisel algılamamakla,zannetmemekle,farzetmemekle alakalı.Sanmamakla, kendi kendine gizli anlaşma yapıp kişilerle ilgili  beklentiye girmemekten geçiyor.       Kendini her yönüyle kabul eden başkasına da kolay kabul verir.Kendini suçlamayan,keşke,pişmanlık duygusundan arındırmış kişi karşısındakini suçlamaz.Kendiyle ve başkalarıyla ilişkilerini iyi yürütür.Kendini yönetir.B unun sonucunda her şart ve koşulda kendini yönetebilir.Kendine yetebilir.Kendine yetebilen her birey kendiyle dost olabilir .Kendi ile dost olabilen başkalarıyla da dost olabilir,arkadaş olabilir diye düşünüyorum.     Kendi kendinin dostu olursan yasinla da dost olursun.Gecmişinle de dost olursun.Şimdin

      Her gün ,her saat değişim söz konusu.Sabah saat yedi de kalktığımızda zihinsel,duygusal,ruhsal halimizle iki saat sonraki halimiz aynı değil değişime uğruyor.Meteroloji bile iki saat içinde değişebiliyor.Doğa sürekli değişimde.Dünün havası ile bugünün havası bir değil.Yani değişim sürekli bunu kabul edelim etmeyelim.Farkında olalım olmayalım sürekli bir değişim söz konusu.      Zamanla hayata bakışımız ,penceremiz değişiyor.Zamanla bizi çok etkileyen olaylar etkilemez hiç etkilemeyen olaylar etkiler hale geliyor.Zamanla çok önem verdiklerini gözümüzde önemsizleşirken hiç yüzüne bakmadıklarımız değerli hale geliyor.      Değerlerimiz yıllar içinde yer degiştiriyor.İlk beş sırada yer alan olmazsa olmaz değerimiz son beş sıraya inebiliyor.     Fiziksel,zihinsel,duygusal,ruhsal değişimler yaşıyoruz.Tekamül ediyor gelişiyoruz.Tekamül yapmadığımız noktada o gelişmeye ulaşamıyoruz.     Çevremiz, arkadaşlarımız,işimiz,kariyerimiz,sosyal hayatımız,kazancımız,huylarımız, kişisel özelli

       Hep başkalarının sahip olduklarına,kazandıklarına yaptıklarına bakıyoruz.Kendimiz aynı şeyleri yapmıyor sahip değilse,o imkan bulunmuyorsa hemen şöyle diyoruz;"hayat ona guzel,hayat onlara güzel."Hayır;Hayat hepimize güzel.Dışardan paketi görüyoruz.Paketi beğeniyoruz içinin nasıl olduğunu biliyor muyuz!O çok özendiğimiz şeylerin bize iyi geleceğini nereden biliyoruz?Gerçekten ihtiyacımız olan şeyler mi?     Paket her zaman güzeldir.Kamera önü hep şeker,muhteşemdir .Ancak süreç,yaşam,akış içinde muhteşem mi bilmiyoruz.     Maddi durumumuz, koşullarımız ne olursa olsun inanalım inanmayalım hayat hepimizden yana.Başkalarının hayatına sahip olmak,başkaları gibi olmak ,bunun için hırs,kıskançlık yapmak,kin gütmek inan kendini yaşamamak,kendi hayatını,misyonunu yaşamamak.Kendini keşfetmemek,yaşamını,kendini farketmemek.   İnanalım inanmayalım şartlar koşullar maddi manevi ne durumda ise hayat,yaşam bizden yana.Bunu kabullenip akışa uymak yapmamız gerekenleri yapmak değişt

  Her gün uyandıktan itibaren zihnimiz çalışmaya başlar.Bazımız düşüncelere da larız.Bazımız her gün aynı şeyle yatıp kalkan bırakmaz bir türlü.Bazımız günü olanlar ,neyi önce yapacağını belirler.Bazımız anı yaşar,o ana odaklanır.Çayını içiyorsa; çayın kokusunu duyar tadını alır.K kahvaltı ediyorsa onun zevkini çıkarır ,ve bunu gibi .   Peki ya her gün hiç durmayan zihinle yorgun düşen ne yapacak?Elindeki işe,yaptığına ifaklanamayan ne yapmalı?İçtiği suyun,çayın ,yediği yemeğin tadına varmak,tadını hissetmek isteyen nasıl bir yol izlemeli?    Öncelikle düşüncelerimizi yakalamak önemli.O düşüncelerin neler olduğunu faketmek.Onları kağıda yazarak kolay bir şekilde görebilirsiniz farkedebiliriz.Sonra bu düşünceleri yaratmamızın kaynağına gidelim.Geçmişten gelen negatif pozitif gelecege yönelik negatif ,pozitif düşünceler mi?Düşünceler uyanık olduğumuz süre boyunca  bizimle geziyor, susmuyor olmasının sebebini anlamaya,farketmeye çalışalım.Biz düşüncelerde kaldıg8mız sürece bu düşünceler

 Hayat içinde üzülür,kızar,korkar,kaygı yaşar,strese gideriz.Seviniriz,hayret ederiz.Küseriz,kırılırız,coşarız,umutla bakarız.Bazen düşer bazen kalkarız.Bazen motivasyonumuz yüksek bazen düşük olur.Bunlar bizim beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımız,dostumuz.Bizi biz yaparlar.Bize birşey öğretmek isterler.      Her duygumuzun altında düşünceler,inançlar yatar.Duygunun türü de sürekli düşünceyi etkiler.Heyecan yaşamımızın bir parçası.      Yaşam içinde yaşadığımız ,hissettiğimiz her duygu bizimle arkadaş.Bunları kabul edersek istemediğimiz duygu oluştuğunda onunla nasıl baş edeceğimizi de buluruz.Farkederiz.     Bireysel farkındalık çok önemli.Ne kadar algılarımızı açarsak o kadar çok kendi gerçegimizle yüzleşiriz.      "  Çok üzdün,çok acıttın,kırdın beni"gibi cümleler kuruyoruz .Peki soruyorum, ne oluyor  da inciniyor ,üzülüyor kırılıyoruz?Karşı taraf kasıtlı olarak kırmak,acıtmak,üzmek için birşey yapmıyorsa sebebi ne,?Burada bizim sorumluluğumuz ne?Burada neyi kabul etmemi

    Hepimiz her gün,belirli aralıklarla birşeyleri denemek,farklı,yeni başlangıçlar yapmak isteriz ,istiyoruz.     Birşeyler bizi durduruyor,adım atmamıza engel oluyor Adım atıp bir kaç taneden sonra bırakıyoruz.Birseye,birşeylere yenik düşüyoruz vazgeçiyoruz.N iye,ne sebeple?Yaparsak  ya da tapmazsan en fazla ne olur cevabını arıyor muyuz?Hayır! O zaman bizi,seni,beni durduran ne?       O zaman ne durduruyor bizi? Ne ,ne sebeple erteliyoruz  ya da istediğimizden vazgeçiyoruz?Korku,endişe,kaygı,stres,yetersizkik,yapanana,yüzüne gözüne bulaştırma korkusu,istediğine ulaşamama,kaybetme,kazanma,başarı korkusu,b başkalarının gözünde küçük düşme,reddedilme korkusuyakalanan şeyi surdurememe,yönetemene korkusu ve oek çok şey değil mi?      Pek çok şey bizi durduruyor,ileri adım artırmıyor.Bunlsrdan sıyrılmakiçin yapman8z gereken ne?Yaparsam be okur,neler olur ?sorusunu sorup cevabını kesfederekdarkındalık kazanıp kendimizi durduran şeyin,seylerin önüne geçmek.Yaparsam avantajlarım ne yapma