Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dikkat Et!Evren Sana O Küçümsediklerinle Mesaj Gönderiyor.

  Hor gördüğümüz,küçümsediğimiz ,beğenmediğimiz,burun kıvırdığımız nice insan var değil mi?"Ben yapmıyorum"demeyin.Yapıyoruz,hepimiz yapıyoruz.Yapmayanımız çok az.    Peki küçümserken niye diye sormayız kendimize,"ben bunu niye küçümsediğimiz ","neyi,ne rahatsız etti dedi burun kıvırdım"diye?Sormayız,soramayız.Ego,kibir o kadar yukarıdaki keşfetmek,yüzleşmek,farkedebilmek için egoyu indirmek gerekir.Ego çıkmış seksenlere,doksanlar,yüzlere mümkün mü?    Hayatta küçümser,bir görürken bize de bir yerlerden mesajlar gelir O bir yerlerde mi.ler?Küçümsedimlerimizden.İhtiyaç duyduğumuz,lazım olan ne varsa,en değerli mesajlar bunlardan gelir.Niye mi?Çünkü küçsüyorsun ,gözümüzde onların bir yer edinmesi,saygı duymamız,insan olduklarını,kendimizden farklı olmadıklarını,hiçbir üstünlüğümüz olmadığını anlamamız,değer vermemiz,sevmemiz ,hayat dersi için.Bununla yüzleşmemiz,farkına varmamız için.     Farkına varamıyor ve ısrarla birilerini küçümsemeye devam ediyoruz

Onay Almak,Takdir Edilmek ve Kabul Görmek

 Onay almak,takdir edilmek,kabul görmek birbiriyle aynı.Her yaptığımızla,düşüncemizle,varlığımızla takdir,onay istiyoruz.Varlığımızı hissetmek,var olduğumuzu yaşamak,bunu içimizde,en derinde hissetmek istiyoruz .Ancak çoğumuz farkında değil.Farkında olan itiraf etme cesaretini gösteremiyor gururundan.    Takdir edilme,onay ihtiyacı değer duygumuz ile ilgili.Özdeğer havuzumuzun doluluğu ile ilgili.Dışardan ne kadar onay,kabul görme,yaptığımız her şeyde takdir edilme ihtiyacı duyuyorsak o kadar özdegerimiz aşağıda demektir.Kabul görme,onay verme,takdir etme kişinin kendine ait.Kişi kendini onaylıyor,takdir ediyorsa dışardan buna ihtiyaç duymaz.Coçukluğunda yerinde takdir ,sevgi ve kendi olduğu için sevilmiş,değer görmüş çocuk onay alsa da almasa da değerli olduğunu bilir.İnsan psikolojisinde takdir,onay ,beğenilmek,yetenekli,zeki bulunmak ve bunları duymak önemlidir .nlarla çocukluğunda beslenmiş çocuk yetişkin olduğunda buna takılmaz.Kendini yeterli,değerli bulan,yaptığını beğenen,yapa

Duygulardan izinli Olunabilir mı?

  Duygularımız bizi harekete geçiren en değerli servetimiz.Hislerimiz harekete geçirdiği gibi harekete geçirmeye de biliyor.   Uyandığını zaman andan uykuya dalacağımız ana kadar ya duygularımızın kontrolündeyiz ya kontrol ediyoruz.Bugün duygu hissetmeyeceğim diyemeyiz.Hissettigimiz duyguyu yakalayamasak ta,tanımlayamasak ta,niye duyduğumuzu anlamasak ta onlardan emekli olunmaz.  Mutlu,huzurlu,neşeli,keyifli,şen,coşkulu,tatmini,doyumlu,güvenli ,gibi tatmak,yaşamak ve sürdürmek istediğimiz duygularımız var.   Korku,endişe,güvensizlik,cesaretsiz,umutsuzluk gibi olumsuz bizi gerileten ya da ileri atılmamızı sağlayan duygularımız var.Tüm korku,endişe,cesaretsiz link,umutsuzluk,mutsuzluk,huzursuzluk,keyifsizlik gibi negatif duygularımız dan izinli olmak isteriz.Bu duyguları yaşamamak isteyebiliriz.Bunları yaşamamak yerine bu negatif duygularımızı kontrol etmeyi öğrenerek,bu duyguların nereden ,ne sebeple geldiğini fark ederek,keşfederek bunları kendimize gelişim mesajı olarak kullanabili

Ben Olmaktan Biz Olmaya Yolculuk

   "Ben olmak", bencillik,sadece kendin için yaşamak,halk tabiriyle"kendine Müslüman olmak"olarak  algılanıyor."Biz olmak" ta ,kendinden önce başkasını düşünmek,başkası için yaşamak olarak algılanıyor.   Bu iki kavramın ikisi de yanlış algılanıyor,yorumlanıyor,zannediliyor,sanılıyor bu coğrafyada. Ben olmak ne sadece ben,hep ben demek biz olmak ta ne hep karşımdaki,başkası için yaşamak demek.Deneyimlerim,gözlemlerim,araştırmalarım,yaptığım keşifler sonucu bizim toplum olarak kavram,anlam,tanımlama karmaşasından olduğunu farkettim.Ben olmayı,biz olmayı tam olarak bilmiyoruz.   Ben olmak,kendini bilmek,birey olduğunu kabul etmek,kendinin farkında olmak,varlığını kabul etmekle ilgili.Biz olmak ben olabilen birinin ben ve sen diyerek biz olma durumu.    Bencil olmayı,hep benim istediğim,benim işim,benim evim,arabam,giyim,oğlum,kızım,kitabım gibi  cümlelerle kendimizi yüceltip,değer biçmek ,kendine istemek,önce kendi ihtiyaçlarını karşılansın,önce benim ols

Ezber Bozmaktan Korkuyor muyuz?

   "Ezber bozmak".Bu bize ne çağrıştırdı?Bu fiili duyunca aklımıza birşey,birşeyler geldi mi?Korkuttu mu?İlham mı verdi?Saçma mı bulduk?    Ezber bozmak,bana ilham veriyor.Evet ya,işte aradığım kelime,işte aradığım,ihtiyaç duyulan,nasıl yaptığının cevabı.Ezber bozmak.Bence bugün bu toprakların en büyük ihtiyacı ezberleri bozmak.Kalıpların dışına çıkmak.Empoze edilenleri,dayatılan kalıp,inanç,fikir,şekil,vs.ne varsa formüllerin dışına çıkmak.Bize formül verilmesini beklememek.Formül olmak,aradığımız,verilsin diye beklediğimiz formülü üretmek.    Ezber bozmak ne demek olabilir.Ezber bozmaktan korktuğumuz için cevabını düşünmek istemeyebiliriz.Hazırlanmıs ve bize sunulan Fix menü birileri tarafından düşünülüp,paketlenmiş,denenmiş ve bize sunulmuş.Güvenilir,cazip, kolay geliyor olabilir.Konfor,rahatlık .Rahatlığı ki bozmak,konfor alanının dışına çıkmak işinize gelmiyor,bizi korkutuyor olabilir.Bir yandan ezber bozanlara taktir ediyorum da olabiliriz.Onlar gibi olmak isteyip da

Duygularımız ve Yaptıklarımız

  Duygularımızı tanıyor muyuz?Tanıyabilir,tarif edebilir,paylaşabiliyor muyuz?Duygularımızı ifade ederken zorlanıyor muyuz?Çok kolay mı ifade ediyoruz?   Öfkelendiğimi  zde,kızdığımızda,hasetle düğününde,kıskandığı mızda,utandığımızda,rekabet isteği geldiğinde,sevindiğimizde,neşelendiğimizde bedenimizde ne oluyor farkedebiliyor muyuz?   Kızdığımızda hangi davranışı sergiliyoruz?Bağırıp çağırıyor muyuz?Durup bir derin nefes alıp mı veriyoruz?O an ortamı terk etmenin ve yatişinca konuşmanın iyi olacağını düşünüyoruz?   Ya coştuğumuzda,neşeli olduğumuzda ne yapıyoruz?İçimizden dışarı bir enerji yansıması mı oluyor?Koşmak,zıplamak,dans etmek mı geliyor?Güzel,harika kelimeler mı çıkıyor iki dudağı mınızın arasından?    Hangi duygunun oluştuğunu,bu duyguyla nasıl davrandığınızı,neleri seçtiğinizi keşfetmek,farketmek kendinizi tanımanız yolunda bir adım.    Yaptıklarımızı duygularımız belirler.Duygularımızı düşüncelerimiz belirliyor.İnançlar,kalıplar düşünceleri ,düşünceler duyguları,du

Duygularımız Kulağımıza Fısıldayan Mesajlarsa

  Duygularımız bizim için birer mesaj olma ihtimali sizce yüksek mi?Duygularımız acaba kulağımıza,bedenimize ,zihnimize, ruhumuza mesaj veriyor olabilir mi?     Duygular hayatı yaşatıyor bize.Biz duygularımızın peşinden koşuyoruz.Hissettiklerimizin, hissedeceklerimizin.     Duygularımızın sesini duyabiliyor muyuz?Korkunun,öfkenin, endişenin,hasretin,kıskançlığın,rekabetin,maceranın,hırsını,cesaretin,güvenin,güvensizliğin,vb.Hissettiğimiz duyguları duyabiliyor muyuz?Bu duyguların bedenimizde yerleştiği yeri Farkedebiliyor muyuz?Duygularımız bize bir şeyler mı anlatıyor?Bize bir şeyler mı mesajlıyor?   Kızgınlık,haset,kıskançlık gibi duyguları saldırmak,bağırmak,azarlamak,tepki vermek için mı kullanıyoruz?Genelde evet değil mi?Peki bunları kendimizi geliştirmek için kullanmak.Tepki yerine etkisel olacak şekle çevirsek ne olur?Bir an böyle yapabildiğiniz hayal edin.Ne hissettiniz?Hissettiğimiz ne oldu?Enerjiniz daha iyi mı oldu ya da kötü mü?   Tüm ünsüz duygularımızı yanımıza alıp on

Yettiremedigimiz Ne?

  Hayatın içinde nefes alan bizler niye sürekli tüketmek için çırpınıyouz?Evet!Doğru okudun niçin,niye her birimiz tüketmek,harcamak için birbirimizle tanışıyoruz?Niye,niçin tüketim içindeyiz?    Farkında değil misin?Kaçıncı paltonu,ceketini,elbiseni,gömleğini,kazağını,montuny,ayakkabını,çantanı,gözlüğünü,şapkanı,eldivenini,tencereni,pasta kalıbını,tabağını,çantanı,vs.aldın?Gerçekten ihtiyacımız mıydı?Nefsin mi istedi?Aldığın kaçıncı giysi,geçtiğin ikinci büyük bir ev,bir üst model araba senin hangi açlığını doğurdu ya da doğurduğunu sandın?Niye yetmiyor hiçbir şey ?Niye sürekli tüketmek için bitirmek için telaşımız var?       Evinizde bir zamanlar kahvaltıların yapıldığı , yemeklerin yendiği,misafirin,komşunun ağırlandığı,aksam vakti sıcacık ev sohbetlerinin yapıldığı kırmızı,pembe sardunyaların,kaktüslerin merhaba dediği balkonlarımız vardı?Şimdi nerede onlar?Nereye gittiler?O balkonlar niye kapatıldı?Şimdi daha mı coşkun,keyifli,huzurlu olduk?    İşe giderken sürekli fön çektirme

Kızdığın,Kötü Dediğin Herşey Ya İyiyse

 Her gün birilerine,bir şeylere kızıp duruyorsun değil mi?"İnsanlar kötü,şu kötü,bu kötü ","O şanslı,ondaki şans ben de olsa "diyorsun.Sen olaylara böyle bakarken yaşadığın,hoşnut olmadığın durumlardan kazanım elde ettiğini hiç düşünmüyorsun.Sana kötülük yaptığını,seni öfkelendirdiğini düşündüğün herkes aslında sana iyilik yapıyor olabileceği hiç aklıma gelmiyor.Bunu okuyunca "olur mu canım "diyeceksin. Bunu sana nefsin,egon söylenir.Bunun farkında değilsin.    Her gün kızıp duruyorsun ya ,işte o kızdığını kendinsin.Kişiler,durumlar değil.Hareketlerin seni istemediğin ruh haline sokuyor ve öfkeleniyorsun.Kendine itiraf etsen bunu hangi davranışının seni istemediğin ruh haline soktuğunu,huzurla o an arana giren duyguyu farkedeceksin.Bu konuda yalnız değilsin çünkü çoğumuz böyleyiz. Birilerini,olayları,bahtı,kaderi,şansı suçlamak,kıyaslamak hoşumuza gider.    Tutumunu nasıl değiştirebileceğini keşfederek bu istemediğin duyguyu yaşamanın  önüne geçersin.İst

Ya Şanslıysan ve Bilmiyorsan

      Şans denen şey hepimiz için farklı anlamda olsa gerek.Şans kelimesini  pek çoğumuz kullanıyoruz.Kimimiz kendini Şanslı görür,kimimiz şansız.        Çoğu insan hep başkalarının şansından,şanslı olduğundan bahseder ."Ondaki şans ben de olsa ,oooo","O doğuştan şanslı,aileden şanslı"gibi cümleleri başkaları için çokça kullanır,etrafımızda duyarız.Şanslı olduğunu düşündüğümüz insanların niye böyle olduklarına inanırız?Onlarda olan imkanlar kendi elimizde mevcut olmadığı için değil mi?Zengin doğdukları,çevreleri olduğu için, iş yapmalarına birileri destek olduğu için değil mi?Kendimizde olmasını istediğimiz durumlar,koşullar ,yetenekler,zeka,akıl,para,çevre,eş,aile,meslek ,....bunun gibi kimde varsa onları şanslı kendimizi şansız kabul ediyoruz.Peki gerçekten böyle mi?Gerçekten birileri şanslı birileri şanssız mı?Bakış açımızdan,kıtlık bilincimizden dolayı kendi sahip olduklarımızı yetersiz,şanssızlık olarak mı algılıyoruz?     Evrende her canlının şanslı,olanak

Manevi Hava Durumunu Sen Belirle!

  Düşünce avcılığı yapmaya başlarsak inançlarımızı,inançlarımızın oluşturduğu düşünceleri farketmeye,keşfetmeye başlarız.     Hangi inançlarımızın ailemizden,ablamızdan,kardeşimizden,arkadaşlarımızdan,etrafımızdan geldiğini keşfetme yolculuğana çıkmış oluruz.     Bizi besleyen,güçlü inançları,düşünceleri farkederiz.Etrafımızda duyduğumuz bazı söylemler hoşumuza gider bazıları gitmez,b yazıları ise bizi hiç etkilemez.Bunlardan etkilenme ve etkilenmemesi sebebiyle yüzleşiriz.İyi anlamda ,kötü anlamda etkileniyorsak biz de öyle inandığımız,düşündüğümüz,aynı endişeyi,korkuyu taşıdığımız için.Etkilemiyorsa bizimle hiçbir ilgisi olmadığı için.Bunu farketmek keşfetmek,yüzlesmek düşünce avcılığı yaparak ,farkındakla olur.     Bazı düşünceler bizi motive eder bazıları sinirimizi bozar."Ne kadar kıt bilinçte,hep böyle konuşuyor,o yüzden bu inancı,söylemine uygun şeyler yaşıyor"dediğimiz oluyor mu birileri için?"Ne kadar bolluk,zengin bilince sahip,her şeyin güzel,iyi tarafından