Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vermek Almak mı? Almak Vermek mi?

  Vermek ile almak arasında nasıl bir ilişki, bağ var? Biri olmadan diğeri olmuyor mu? Birinin varlığı diğerine bağlı değil mi?    "Verici" diye tanımadığımız bireyler hiç mi "alıcı" değil ya da çok az mı alıcı? "Hep alıyor  hiç vermiyor "dediklerimiz vermiyor mu  ya da aldığına göre az mı veriyor? Veren, verme konusunda çok cömertken alma konusunda o kadar cömert değil mi? Alan  alma konusunda çok cömert.,istekli olduğu kadar verme konusunda değil mi?    Gerçekten verme aslında almak mı? Sadece arada  bizler tarafından yaratılan eşitsizlik, ölçüsüzlük, dengesizlik mi var?    Vermekle öz arasında bir bağ var mı? Varsa nasıl bir bağ ilişki, iletişim söz konusu? Bunu nasıl fark edebiliriz?                     Almak için vermek mi, vermek için almak mı gerekir? Hangisi hangisini yaratır? Düşündükçe yaşanılan deneyimler baktıkça,an içinde ilişki, iletişim kurduğum şeye bakınca, aynı anda hem vererek aldığımı hem de alarak verdiği mi gözlüyorum, fark ediyoru

Güzelliğin Gücü

  Güzel ne demek?Güzel kelimesi içine neleri alır? Güzel kelimesi neler çağrıştırıyor   Sevgi ve güzel beraber, el ele mi yürür? Aralarında güçlü bir işbirliği, ahenk, ritm mi var? Biri varsa öteki, öteki varsa diğeri mi var? Biri diğerini mi var eder?   Güzellik iyi olmaya, iyiliğe , iyilik huzura, mutluluğa, ahlaka, ahlak erdemli olmaya mı teşvik eder? Bunlar birbirine zincirleme mi bağlı? DNA gibi düşünebilir miyiz?    Güzellik bağlantıda olmak mı? Kendi ve diğerlerinin, etrafın varlığını hissetmek mi?      Güzellik kabul mu? Kabul olan yerde yani hakikate oynayın, değiştirilemeyecek şeylerin tasvip edildiği yerde mi var olur? Bilinir? Hissedilir ?      Özgürlük, hoşgörü, şefkat mı içerir? Hakikat, güzelliğin kendisi mi?Güzellik, özü mü simgeler?     Güzel gördüğümüz, güzel görünen, kabul verdiğimiz, kolaylıkla kucakladığımız, korkmadığımız, güven veren şeyler olduğu için mi? Kafamızda "ya olmazsa,.." demediğimiz, en ufak olumsuz bir inanç, düşünce, duygu oluşmadığı

Seçenek Özgürlüğü

   Etrafımız seçeneklerle, pek çok alternatiflerle sarılmış durumda. Her taraftan  "beni seç"  "bunu seç", "bu senin için en iyisi", "bak beni alırsan mutlu olacaksın", "halen daha sahip olmadın mı, almadın mı, gitmedin mi, ..." gibi bombardımana tutuluyoruz.    Bereket, bolluk, zenginlik dolu dolu. Bu doluluğun içinde kafamız karışıyor. Birini seçerken diğerinde ve diğerlerinde aklımız kalıyor.  "Ya o daha iyiydiyse, benim için belki o daha uygundu, onu mu seçseydim , ona mı gitseydim"....şeklinde sonu gelmeyen kendi kendimizle yaptığımız konuşmalar .    Seçmekte özgürüz . Kendi seçimlerimiz, kararlarımız. Peki, "özgürüz "  "özgürüm  derken, acaba öyle mi? Özgür olduğumuzu mu sanıyoruz? Bu kadar seçenek, alternatif içinde neye ihtiyacımız olduğuna,  hangisinin ihtiyacımızı karşılayacağını sorgulayabiliyor muyuz ? Sorgulamamıza izin veriliyor mu? Kaos mu yaratılıyor ? Bu kaosa girmemek için ne yapabiliriz? Ne

Duygularım ve Ben

  Duygularımı ne kafar ifade ediyorum? Duygularımı gerçekten ifade ediyor muyum? Duygularımı ifade ediyorum derken düşündüklerimi mi söylüyorum? Ne kadar farkındayım? Neyin farkında değilim?    Duygularımız izledigimiz bir filmi, tiyatroyu beğendiğimiz, soğuk kahveyi sevdiğimizi sevmediğimizi söylemekten öteye gitmemiş olabilir. Utanç  çaresizlik  sevgi, coşku, heyecan,. .. duydugularımızı ifade etmemiş, edememiş, saklamı#, baskılamış, duymamış olabiliriz.    Duyguları tanıyamıyor, tanımlayamıyor da olabiliriz.Her ne şekilde oluyorsa artık o ları duymanın, tanımlamanın, onlara sahip çıkmanın zamanı gelsin.    "Seviyorum  heyecanlıyım, mutlutum, neşeliyim, özgürüm  hüzünlüyüm, buruğum, şükran domuyum,......" söyleyebilelim.      Duyguları ifade edemediğimiz zaman sıkışıp kalıyoruz. Baskı  öfke, kızgınlık sarıyor. Anlaşılmak için ifade etmek. Anlamak içinde  Ifade edemediğimiz ne varsa bizi hiddete, şiddete, kırılmaya, kızgınlığa götürüyor.    Şu an ne hissettigini, ne duy