Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mükemmelliyetçiliğin Kapısını Kapat ki Huzur Gelsin Sana

    Şu an bir hediyedir hepimize.Çoğumuz bunun farkında değiliz.Çoğumuz anı yaşayamayız.Geçmişe,geleceğe takılıyoruz.   Mükemmelliyetçi tarafımızdan kaynaklanıyor çoğu zaman.Kendimizi yetersiz,değersiz hissetmemizden.Sürekli bir şey yapmamak yapmak arasında kalmaktan.Başarı ile başarısızlığa takılmaktan.Başkalarını,ailemizi,kendimizi hayal kırıklığına uğratmaktan endişelendiğimizden.Kendi ve başkalarının beklentilerine yanıt verememekten.Olayları kontrol etme isteğimizden.Bunlar çoğu zaman mükemmeliyeti aramamızdan,mükemmelliyetçi olmamızdan kaynaklanan durum olabiliyor.     Belirlediğimiz hedeflere illa ulaşacağım,illa bu benim olacak,illa ben orada olacağım gibi beklentiler hem  hırs hem mükemmelliyetçilikten kaynaklı.Bu da bizleri  yapmamız gereken esas  şeylerden uzaklaştırıp başarısız olarak tanımladığımız elde edemedim noktasına taşır.    Bir toplantıya,bir eğitime katıldığımız da konuşanın ne söylediğini anlamadığımız halde anlamış gibi görünürüz.Soru sormaktan kaçınırız.Kend

Kişisel Algılamayı Bırakarak Mucize Yaşayabilirsin

   Kişisel algılama hepimizin yaşam alanımız içinde de yaptığımız bir şey.Söyleneni yapılanı üstüne alma,alınma,kırılma,gücenme hep kişisel algılarımızdan kaynaklı.    Beklentiler,farzetmeler,sanmalar kişisel algılama kardan oluyor.Kendi kendimize karşımızdakileri konuşmadan gizli anlaşmalar yapıyoruz kişisel algılarımızdan dolayı.Sonra beklentilere,umulan şeylere yanıt alamayınca hayal kırıklığı yaşıyoruz.    Kendimize dönüp sormuyoruz;" ben şunu,bunu bekledim,sandım peki kişinin bundan haberi var mı"diye.Peki niyeNiye hep kendi kendimize senoryalar kurup, algı oluşturup hayal kırıklığı,can sıkıntısı yaratıyoruz?Bunu yapmayı bırakırsak işte o zaman bizim için mucize gerçekleşmeye başlar.Kendi kendimizi zehirlenmeyi,kendi kendimize gizli anlaşmayı bırakırsak kapıda bizi bekleyen,var olan mucizeleri görebiliriz.   Şimdiye kadar kaç kere sormadan,dinlemeden,anlamadan ne sandıysanız,neyi beklediyseniz,beklentisine girdiyseniz,neyi kişisel algıladıysanız ne kazandınız?Hissetti

Problemi Çözme ve Karar Vermenin Yaşama Katkısı

   Hayatımızda işler yolunda giderken arada sırada problem diye adlandırdığımız durumlar oluşur.Bu durumlarda zihinsel ve duygusal denetimini yapabilen kararı daha çabuk ,kolay verir.Problem ile karşı karşıya kaldığında denetim yapamayan kişiler strese girer ve stresten dolayı duygu bozulur ve kendine o anı zorlaştırır.    Hayatta her zaman  herşey yolunda olacak değil olmayacak ta değil her iki durumda bizim gelişimimiz,dönüşümümüz,birşeyleri farketmemiz için var.Burada ortaya çıkacak stresi, zihni,duyguyu yönetebilmek , karar alıp çözüme varmak.Paniklemek,yetersiz hissetmek,heyecanlanmak her zaman durumu yönetmemize engel olur.En doğru kararı alacağım diye kendine baskı yapmak sonrasında karar için pişman  olmak,suçluluk hissetmek,keşke demek bize Öncelikle problemi tanımlamak sonra ne yapılabileceğine bakmak , harekete geçmek bize fayda getirir.Problemler karşısında karar verme bizlerin hayatını her daim kolaylaştırır.Olanı kabul etmek,enerjiyi,motivasyonu düşürmeden öfkeye kapılma

Ne Hissettiğimizi Tanımanıın Kazancını Yaşamak

  Duygular her daim bizimle yürür.Her düşünceden duygu oluşur.Her daim duygular için yaşıyoruz.Hissetmek,yaşamak istediğimiz duygular peşinde koşuyoruz.İş,finans,sosyal hayat,ilişkiler,manevi hayatta dahil olmak üzere elde etmek istediğimiz şeyler duygulardan kaynaklı.Bu duyguları yakalamak için rota çiziyoruz.Peki tüm bunlar  sonucunda hissettiklerimizi algılayabiliyor muyuz?Farkedebiliyor muyuz?    Öfkelendiğimizde neyin öfkeye sebep olduğunu  anlayabiliyor muyuz?Niye kızdığımızı,kıskandığımızı,üzüldüğümüzü,sevindiğimizi,korktuğumuzu anlayabiliyor muyuz?"Şu durum beni üzdü,sen beni üzdün yerine" üzüldüm,kıskandım,sevindim şundan diyebiliyor muyuz?  Duygularımızı tanımal tanımlamamızı kolaylaştırır.Hangi durimda ne hissettiğimizi tanımamızı sağlar.Duyguyu tanıyınca onun denetimi,kontrolü kolaylaşır.Hangi duygu ile nasıl baş edeceğimizi öğreniriz.    Bizi olduğumuz noktadan ulaşmak istediğimiz yere duygular taşır.Mutluluk,huzur,sevinç,coşku,neşe,üzüntü,keder,kıskançlık,kib

Kendini Reddetmeyi Kendini Kabul Etmeye Döndürmenin Zaferi

    Çocukluğumuzda eleştirilmekten hep belki utandık ,belki kendimizi yetersiz,yeterince akıllı,zeki olmadığımızı hissettik.Bize söylenenleri üstümüze aldık ,kabul verilmediği,takdir edilmediğimiz için kendimizi reddettik.     Yeteneklerimizi,becerilerimizi zekamızı,aklımızı ,gücümüzü reddettik.Bize kabul verilmedikçe biz de kendimizi reddedip durduk.Peki hiç düşündük mü kendimizi reddetmenin bedenimizde ve hayatımız üzerindeki etkilerini?Hiç gögözlemledimi bu durumun yarattığı şeyleri?    Kendini reddeden kişi sürekli onay,ödül,a lkış,poh poh bekler.Kendini reddeden kişi için başkasının beğenisi,öngörüsü önemlidir.Başkalarının değeri,kabulu için yaşar.Sizce böyle bir kişinin yaşamda her alanda huzurlu mutlu,tatmin duygusu ile yaşaması mümkün mü?     Bir insanın kendini reddetmekten kendini kabule geçmesi başarısını getirir.Her ne olursa olsun,nerden gelirse gelsin kendine kabul verir.Kendini geliştirmeye adar.     Kendini kabul etmek her daim bize huzurun,neşenin kapısını açar.Asl

Kişisel Sorumlulukları Alarak Bağımlılıktan Sıyrılmak

   Hepimizin bir şekilde birşeylere,biri,birilerine bağımlılığı var Çoğumuz bağımlılıklarımızın farkında değiliz ya da kabul etmiyoruz.    Maddeye,paraya,mala,mülke,etikete,markaya,lükse, övgüye,başkasının nazik,sevgi dolu davranışına,çocuğumuza,makama,vb.pek çok şeye bağımlılılıklarımız var.    Herşeyden önce kendi çocuklarımızı aileye bağlı değil bağımlı yetiştiriyoruz.Bağlılık ve bağımlılık farklı ve arasında ince bir çizgi var.Mutluligun,srvincin bir şeylere dayatılması yani "şu olursa,suna sahip olursam,şunu verirse,beni severse"gibi bağımlılık yapısı.Şartsız,kosulsuz sevmek,yapmak,davranışta bulunmak bağlılık yapısı.Şartlara,koşullara dayalı herşey bağımlılık.Bu da egoyu yukarılarda gezdiriyor ,bir türlü özbenliğimizle buluşamıyoruz.    Burada önemli olan kendi kişisel sorumluluklarımızı farkına varmak,bunu algılamak.Kendi ayaklarınız üzerinde durarak toplumun geri kalan8nın,onun,bunun ne yaptığına,neye sahip olduğuna bakmaksızın erdemli olma,kendimiz olma,kendi ihti

Şimdikinden Daha Huzurlu Bir Hayat Nasıl Olurdu,?

            Daha huzurlu bir hayatım olsaydı diyor muyuz?Daha huzur duyacağımız bir hayatı istiyor muyuz? Peki şu andan daha huzurlu hayata sahip olmak kendimize bakışımızı değiştirir mi?Bu soruyu cevabımız nedir? Daha huzurlu hayat sizin için ne demek,ne ifade ediyor? Daha huzurlu hayatı size ilginç kılan  ne?Daha huzur için hayatınıza katacağınız şeyler neler? Günlük olarak yapabileceginiz en ufak şey ne? O zaman neleri yapmaya göze alacak ,nelerden vazgeçecek ,neleri devam ettireceksiniz? Bu soruları cevaplamaya hazır mısınız?     Verdiğiniz cevaplar hayata sokmaya ne zaman başlayacaksınız? Adımı atmak için motivasyona,cesarete,özgüvene mi ihtiyacınız var?Beklemeyi bırakıp bir kulaç atmak bizi bulunduğumuz yerden nereye taşır?Ne  hissettirir?Kendimiz için uygun zaman ne zaman?    Geçmişin ve geleceğin negatiflerini terketmek bizi daha huzurlu kılar.Zihinsel  ve duygusal uyum olması huzurlu hayata  taşır.Zihinsel karmaşalarımızdan çıkmak,pişmanlıklıkları,keşkeleri,suçluluk duygusu

Mucizenin Senin Zihninde Olduğunu Farket,Algıla,Anla

     Olumlu,unsuz,iyi,kötü diye tabirlerimiz,tanımlamalarımız var.Herkes kendine göre olan bir şeye hayırlı hayırsız ,iyi kötü diyor.Bence olanı kabul edip o olan içinde iyiyi görebilmek önemli olan.İstediğimiz gibi gitmeyen herşeyi kötü,olumsuz,hayırsız olarak etiketliyoruz.Bu durumu kabul etmemekten kaynaklı.Kabul etmediğimiz,reddettiğimiz herşeye itme enerjisi uyguluyoruz.Bunu yükledikçe daha çok geliyor bize.    Mucize bizim zihnimizde,bakış penceremizde saklı.Nasıl annemizi,babamızı,kardeşimizi,sülalemizi ,boyumuzu,saç,göz,ten rengimizikoşulsuz kabul ediyor ve bunları değiştiremeyeceğimiz biliyorsak yaşadığımız herşeyi,olanı da böyle kabul edebilmek .Hepimiz bunu yapabilecek öz denetime sahibiz .Sadece bunu herşeyde devreye sokmuyoruz bilmemiz rağmen.     Mucize zengin olmakta,herşeyin planladığımız arzu ettiğimiz gibi rayda olmasında geçmiyor.Bizim olayları nasıl yorumladığımızda yatıyor.Kendine bu kapıyı açabilirsin.Negatif olarak baktığında bedeninde,duygunda,ruhunda neler ol

Aidiyet,Ait Olma Duygusunun Psikolojimize Pozitif Katkısı

     İnsanın ait olma,aidiyet duygusu Kendini gerçekleştirebilmesi,kendini kabul etmesi ,kimlik kazanımı ile ilgili.      Kendini bir gruba ,bir oluşuma,bir kuruma ait olarak hissedenler aidiyet,ait olma duygusu yaşar.Genelde insanların kendilerini gerçekleştirdikleri duygusunu yaşamlarında aitlik hissini bütün bedenlerinde,ruhlarında,zihinlerinde,kalplerinde yaşamaları sonucu oluşur.     Psikolojinin üzerinde çok büyük bir etkisi vardır ait olmanın.Yaşam enerjimizi yukarı çeker.Motivasyonu,huzuru,tatmini arttırır.     Bir mesleğe ait olmak,bir aileye ait olmak,bir gruba ait olmak,bir sınıfa ait olmak.Tüm bu iş ,kariyer seçimleri,ailey kurma,bir kurumda etkin olma,bir grupta etkin olma,bulunma "ben işe yapıyorum,ben yeterliyim,ben katkı sunuyorum"duygusunu besler.Kendini ait hissetmeyeni bireyler mutsuzluk yaşar,yaşam enerjilerinde kaçak vardır.    Aynı düşünceye,aynı dini inanısafelsefeye sahip olmak.Ortak vizyonu,misyonu paylaşmak.Birlimte iş yapmak,elele yürümek kişide

Dünyayı Yaşadığını Sanarken Aslında Yaşamıyorsun!

    İsteklerin ve İhtiyaçlarınızı sana ait mi başkasının yaptıkları,empoze edilenlerden mi oluşuyor?      Seçimlerin sana mı ait ,senin adına birileri mi seçiyor,sübnimal mesajlarla iletilenlerden mi oluşuyor?      Soruyorum sana sen kendi ihtiyaçlarını,isteklerini,seçeneklerini bilmeden belirleyerek,işaret edilen,empoze edilenlerle nasıl yaşadığını sanıyorsun ki dünyayı?Sen sana biçilen dünyayı,hayatı yaşamak için uğraşırken hakikaten yaşıyor musun?Huzur,mutluluk,neşe,coşku daim mi yoksa eksik mi hissediyorsun?Eksik,tam hissetmiyorsun çünkü dünyaya yaşadığını sanarken yaşamadığından.     Herşey herkese uygun mu?Herkes tutku mu duymalı?Herkes sevdiği  yapmak için mi koşmalı? Şöyle yaparsan böyle yaparsan mutlu,huzurlu olursun formülleri herkese uygun mu?Hayatın reçetesi var mı?Recetelrrle dünyayı yaşıyorsan,yaşayacağına inanıyorsan sadece yaşadığını sanırsın.     Kahve,çay ,meyve suyu,su içerken onun tadını damağında,kalbinde hissediyor musun?Ruhunda oluşan duyguyu yaşıyor musun?Ev

Egonun Seni Yorduğunu Farket

    Ego herşeyin başı.Bugün neden memnun  değilsek Ego söyletiyor bunu.Nerede kibir,gurur yapıyorsak yine Ego eylemde.Ne zaman eksik,ezik,büzük hissediyorsak yine Ego giysiyle dolaşıyoruz.    Ego her zaman bizimle,her an.Sadece bilinçsiz bir şekilde uykuda onu tatile gönderiyoruz.Onun dışında uyanık olduğumuz her dakika adeta kosturuyoruz.     Ego ihtiyaç mı?Onsuz olmaz mı?Ne kadar olmalı ? Ne zaman çok ne zaman az olmalı?Terketmek mümkün mü?   Bu soruların cevabını hiç merak ettik mi? Ay ne egolu derken kendi Egomuzu farkediyoruz muyuz?Başkasında olanı aramaktan,keşfetmeye çalışmaktan kendimizi keşfedemiyor,farkedemiyoruz .   Rollerine dikkat et.Ego sana rol yap,maske tak diye fısıldar. Sen de hemen giyinirsin o maskeyi,rolü.Ego sana "şöyle yap "der yaparsın.Kıskan der kıskanırsın,incin der incinirsin,öfkelen der öfkelenirsin.Farkettin mi?Egonun kral yaptın.Onun kölesi durumunda nefes alıp veriyorsun.Sen niye efendi olmuyorsun?Egonu kontrol edersen efendi olursun. Hakimi

Artılar,Eksiler ve İlginç Olanlar Yaşamdaki Süsler

 Her neyi artı,eksi,ilginç düşünüyorsak bu bakış açımızdan ,düşünce matematigimizden kaynaklanıyor.İs hayatında kararlar verirken o durumun artışına,rksisine bakarız .Teknik bilgiler ve eldeki doneler aracılığıyla.İste aynı şeyi kendimiz,hayatımız için de yapıyoruz ancak iş hayatında daha yapıcı ve takdir vererek.    Yaşamın içinde iş,özel,güncel olsun artılar,eksiler ve ilginç olanlar var,var olacak.Herşeye ekşi bakmak iyi değil herşeye  bakmakta.Gerceki yaklaşım ve olumlu düşünerek hareket.Hayatta surekli olumlu düşün diye söylemek çok gerçekçi olmuyor.Oncelikle o olumsuzu çözüp,irdeleyip onu olumluya döndürmek.Olumsuz düşünceyi yok saymak çözüm getirmez önce kabul ederek artıya döndürmek.    İş hayatında bir durumun ünsüz tarafı var mı irdelenip onu avantaja çevirebilmek yeteneğini,becerisini özele aktarabilmek yaşamımızı güzelleştirir.    Var olan becerimizi,yetenegimizi kullandıımız bir alandan başka alana aktarabilmek bizi ileriye taşıyacak.Çözümü kendimiz  göreceğiz.Aslında h

Değerli ve Önemli Olduğunu Farket,Algıla ve Keşfet!

     Değerlisin yeryüzünde kapladığın hacimle.Değerlisin kaş,saç,ten ve göz renginle,bedeninle,karakterin,kişiliginle.Sen sen olduğun için değerlisin.Yeteneklerin,becerilerin,potansiyelinle sen değerlisin her zaman.     Kendini değerli hissetmen için başkalarının gözünde  çok iyi bir kariyere, zengin olmana,lüks ve marka giymene,elit semtlerde,elit,lüks evlerde oturman gerekmiyor.Değerli olman için gezdiğin gittiğin yerleri magazine dökmen gerekmiyor.Değerli olman için herkesin yaptığı seyahatleri "eksik kaldım,ben de yapayım,geride kaldım,"duygu ve düşüncesiyle hareket etmen gerekli değil.Yapsan da yapmasan da  Sen Değerlisin.Sana empoze edilen,gözüne "bunu,şunu yaparsan,sahip olursan değerlisin"denenleri yapmadan da değerlisin.Sen kendini kabul edersen değerlisin.Sen özünle buluşursan değerli olduğunu göreceksin.Birilerine hayatını,yaşamını,seyahatlerini göstererek ,orada burada olduğunu ilan ederek değerli olmayacaksın.Bu şekilde arzu ettiğin,yaşamak istediğin o

Doğuştan Alıp Vermeyi Biliyorsun!Farkında mısınız?

   Alma verme,verme alma Döngüsünü anne rahminden çıkar çıkmaz öğreniyoruz ,hayatımızda uyguluyoruz.   Ağlıyoruz süt,emzik veriliyor,altımız değiştiriliyor,gazımız çıkartılıyor.A ağlıyoruz çikolata,şeker,sakız,oyuncak,vs.pek çok şey alınıyor.  Bize şunu yaparsan,şöyle olursan,dersini geçersen gibi pek çok şey söylenerek para veriliyor ,bisiklet,çok istediğimiz  şeyler ,maddeler,nesneler hediye ediliyor.     Alma verme yaşamda nefes alma ile başlıyor.Önce nefes alıyor sonra veriyoruz.Yeryüzünde kurulu,kurgulu,tasarlanmış,planlanmış herşey alma verme üzerine kurulu.    Bazı kişiler hep almak isterler vermek istemezler.Onlar bile alma verme olayını çok iyi bilir.    Menfaat ,kazanç,para,maddi olan herşey,sevgi,saygı,arkadaslık,distluk,aile,ebeveynlik,kardelik,iveren,calışan,serbest meslek sahibi herşey de alma verme döngüsü var.      Rızıklarımız,nimetlerimiz,bereketimiz,zenginliğimiz,niyet ve dualarımızın gerçekleşmesi bizlerin birbirleri üzerinden alma verme döngüsü ile hayata geç

Dikkat Et!Kurban Yapıyorsun Kendini!

    İş/kariyer,aile ve arkadaşlık ilişkileri,sosyal hayat içinde kendimizi kurban durumuna düşüren,mağdur ederim n bireyin kendisi.Şimdi bana ,"olur mu canım resmen mağdur edildim,kurban oldum"diyeceksiniz.Ben de diyeceğim ki hayır! Mağdur olmaya,kurban olmaya gönüllü olmayı seçen biziz.Biz seçtiğiniz için karşı taraf onu yapıyor.Kısaca suçlu olan,sorumlu olan sadece karşı taraf değil sorumluluk,suçluluk payı var eşit.Eş pay yüzde elli.         Nasıl mı? Her nerde ,hangi olay durum karşısında kurban,mağdur olduğunu düşünüyorsan soruyorum sana;üzerine düşeni tam olarak yaptın mı?Yapman gerekeni tam yerine getirdin mi?Üzerine düşen sorumluluğu üstlendi mi?Evet!diyorsan iyi düşün derim.    Kurban rolünü hepimiz pek seviyoruz nedense?Peki bu kurban durumu gerekten karlı mı,uzun vadede kime ne kazandırmış?Görüntüye bakıp,söylenene aldanım hareket ediyoruz arka yüzü anlamadan,sorgulamadan,görmeden.Sonrada şöyle diyoruz;başkaları yapınca kar elde ediyor ben de olmuyor,beceren bec

Benim Hedefim Niye Başkasının Hedefi Haline Gelsin?

   Bireysel gelişim dünyasında dolaşan bir laf vardır:"senin hedefin olmazsa başkasının hedefine çalışırsın"diye.Bu doğru .Ancak Hedefiniz varken bile bireri dizi hedefinizden caydırıp kendi hedefinizden çalışmanız için sizi parayla ,daha az çalışarak,daha çabuk kazanacaksın diye çekmeye çalışır.     Ben de soruyorum;benim hedefin niye başkasının hedefi haline gelsin ki?Niye bir başkası beni edilgen hale getirmeye çalışıyor?Birileri daha çok kazanacağım diye misyon vizyon sahibi olmadan sırf para diyerek başkalarını kendine çalıştırmak için uğraşıyor.Peki aynı misyona,v izyona sahip olmayan bireyler iş ortağı,iş partneri olarak çalışabilir mi?Sadece para kazananmak için yola çıkınca değer sadece kazanmak oluyor.Etkili,başkalarını geliştirerek,anlamlı iş ve işler yaparak para kazanmak daha güzel harika değil mi?Faydalı değil mi?Sadece para için yola çıkan insan başkasının hedefine saygı duymaz ve sen" onu değil gel benle bunu yap der,dah çok kazanırsınız,daha çabuk kazan