Her gün etrafımıza baktığımızda en güzel, en yetenekli, en becerikli, en estetik, en samimi, en leziz, en çalışkan, en dakik,........en doğru, en hakiki, e adil,....... görüyor, gözlemliyoruz.
Demek ki hayatta hep her şeyden en iyi en zarif, en nazik, en mükemmel, en yetenekli, en güçlü,............ hep var, var olmaya devam edecek. Bulunduğumuz ortamda kimi kendimiz olur, kimi bir başkası olur. Kıyaslamafan, eksik, yetersiz hissetmeden, kin r yapmadan, haset ve kıskslıüs girmeden takdir etmek, onurlandırmsl, beğeni vermek alan açmak kendimize ve diğerlerine.
Şefkat empati, sevgi, saygı, etik, hakkaniyet ile birleşince sanırım barış dili, şiddetsiz iletişim dili konuşmaya, şakımays başlıyor.
İçimizdeki güzellik zihnim ze, gözlerimize bakışlarımı, davranışlarınıza yansıyınca katma değer, büyümek, gelişmek, geliştirmek, kolektif bilinç, beraberlikte beraberinde geliyor.
Güç ne, başarı ne, en........ile başlayan işlerin peşinden koşmak mı yoksa hüvü, sevgiyi, yetenekleri, barışı birleştirip birliktelikler fayda, değer yaratmak mı?
"Bir elin nesi var iki elin sesi var", ne kadar güçlü, anlamlı bir atasözü. Yaşamım her daim denryimlediğim, deneyimlemek ten keyif aldığım oluşum, farkındalık.
Mükemmelsin, nelerin peşinden koşmak yerine dünya için bir şeyler var etmek, içinde ruhumuzun, tebessümü ün, gülümsememizin yer edeceği. Dokunuşlar bazen silik bir kalem ucu, bazen kap kalın belirgin, uçurum kadar derin bazende yüzeysel. Ne fark eder ki, ben, sen, o, öteki, onlar, bunlar. Herkesin dünyası, herkesin anlamlı izi, katkısı, hazinesi olsun bu yeryüzünde.......
Yorumlar