Ana içeriğe atla

Mutluluk İnancı

  Mutluluk nedir? Mutluluk tanımını size mi ait? Mutluluk deyince, "ben şunuşunu anlıyorum, benim için mutluluk şudur"dediğiniz ne var? 

Şu an, şimdide, " mutluyum" derken bunu söyleten ne? "Mutsuzum, mutsuz oldum" derken söyleten ne? 

  Mutluluğunuzu ve mutsuzlupunuzu ne veriliyor? Sizin dışınızda oluşan, size empoze edilen, lafınızı yöneten şeyler mi etkili? 

   İstekleriniz, ihtiyaçlarınız,yaptıklarınız,yspabikdikleribiz,amacınız,hedefleriniz, Değerleriniz mi etkili? 

  Oturduğunuz yerde geriye dönüp baktığınızda hayat hikayeniz içinde beler sizin dudağınıza tebessüm, yanağınıza gülümseme, gözünüzde ışıltı oluşturuyor? 

  Sizce mutluluk anda mı yaşanır? Anda olan, o an yapılan bir şeyle mi ilgili? 

  İyi hissetmek meselesi mutlu olmak mıdır? Tüm yaptığım koçluk, mentörlük, grup, atölye çalışmaları da şunu duyuyor ve gözlemliyorum:Üniversite öğrencisi, genç , yetişkin, profesyonel,kolej  öğrencisi olsun iyi hissediyorum diyerek duygusunu tanımlıyor. "İyi hissetmek derken hangi duygular var "diye sorduğumda ilk söylediği mutluluk oluyor." Başka" diyorum düşünüyorlar.Çoğumuz iyi hissetmeyi mutlu olmak olarak anlıyor ve algılıyor.

  Mutluluk sadece ve sadece iyi hissetme meselesi mi? 

   Mutluluk bir başarı meselesi mi? 

    Mutluluk hayattan memnun olma meselesi mi? 

   Gerçekten mutluluk ne? Mutluluk aranması gereken bir şey mi? Aranın a, peşinden koşulunca, şunları yaparsan, şöyle güzel olursan, şunu yersen, fit, kaslı, manken gibi olursan, şu şu ünvana, statüye, mesleğe sahip olursan, şu sitede, şöyle bir evde oturursan, şöyle ilişkilerin olursa,.......... gibi gibi söylenen, verilen mesajlarla elde edilecek bir şey mi? Bireyin bireysel olarak mutluluk için, mutlu olmak için sorumluluğu, yapabilecekleri başkalarının formülleri ile mi mümkün? 

  İstediğimiz duygusal sonuca ulaşmak adına, ki bunu mutluluk diye algılıyorum çoğumuz gerçekten orada, o anda, o şey olduğunda hissettiğimiz, yaşadığımız şey mutluluk mu? Birlikte gelen diğer duyguların bir bütünü mü mutluluk denen şey? O zaman neden çoğumuz mutlu olmak uğruna çok çabalamamıza rağmen tam tersi davranışlarda bulunup kendimizi mutsuzluğa terk ediyoruz. Burada ne yanlış? Ya da ne eksik? Ya da doğru olduğuna inanıp bize uygun olmayan şey ne? 

  Mutluluğu aramak, mutlu olmak için çok mücadele vermek yerine önce olanı, durumu, şartları, kendimizi, yaşadığımız hisi kabul etmek ile başlamak mı ilk adım?Ardından hissettiğimiz mutsuzluk duygusundan kaçınmayı bırakmak mı? Ardından bu durumu yaşadığımız andan uzaklaşmak yerine durumu anlamak, gözlemlemek mi? Ardından da "mutluluk tuzağı" na düşmeden düşüncelerimizi gözden geçirmek. Değerlerimize bakarak neye ihtiyacımız olduğunu tespit edebilmek mi?...................... Bu size nasıl geldi? 

     Sadece ve sadece "mutlu olmak istiyorum" diyorsanız, mutluluğu bulmak, ulaşmak adına inandığınız şeylere bakın lütfen. İsterseniz buna koçluk ile birlikte bakalım. Ne dersiniz? 

  




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...