Ana içeriğe atla

Sınırlayan Düşüncelerden Özgürleşmeye

    Hepimiz geçmişimizden getirdiğimiz pek çok hikâyelere sahibiz.Bu hikayelerimiz inançlarımızı,Düşüncelerimizi şekillendirip duygularınıza ve davranışlarımıza yol veriyor.Bizi yönlendiriyor.Harekete geçip geçmemeye inançlarımızı,düşüncelerimiz,duygularımız sebep oluyor.
      Nasıl mı? Bildiğim ,anladığım,yazı dilini kullanabildiğim kadarıyla anlatmak istiyorum.
      Konuşurken söylediklerini duyuyor musunuz? Ne söylediğinizi farkedebiliyormusunuz?Sadece söylemek istediğinize odaklanıp bir an önce söylemek mi konuşuyorsunuz?Başkalarını dinlerken onların hangi dili kullandığını farkedebiliyormusunuz? Eğer etkin,aktif bir dinleyici iseniz farkediyorsunuzdur ancak, sadece duyuyorsanız farketmiyorsunuzdur.
  Kendinize ve karşınızdakilere söylediğiniz cümleler  ,"ah,keşke,tüh,olmaz,yapamaz,nerde,kim destekler ki ,asla,..."gibi kelimelere ne kadar yer veriyorsunuz? Hikayelerinizi anlatırken yer verdiginiz  bu kelimeler nasıl bir duygu uyandırıyor ?Bedeninizde neler oluşturuyor ? Bu kelimeler sizi harekete ge ardindan eyleme geçiriyor mu ?.Enerjiniz yükseliyor mu alçalıyor mu ,motivasyonunuzu nasıl etkiliyor ? Yapmak istediklerinizi yapabileceğinize ,bunları yaşayabileceğinize nasıl hizmet ediyor?Hiç  düşündünüz mü?
  Yeterince yetenekli,becerikli,potansiyelinizin olmadığına kendinizi ikna ederken buluyorsunuz .Sonra fikirler,projeler,planlar zihninizde ancak " ama"larla yaşayarak sürekli pasivize ediyorsunuz kendinizi.Farkettik mi engeli biz koyuyoruz kendimize.Kendimizi inandırdıgımız şey bizim kendi kendimizi sabote etmemiz,kendi yarattığımız bir bariyer.Daha harekete geçmeden,stratejiyle nasıl yapacağımızı,yapabileceğimizi düşünmeden,planlamadan koca kayayı önümüze koyuyor ve çaresiz olduğumuza inanıyoruz.Peki bize bunları yaptıran ne? Geçmişteki yaşadıklarımızdan,deneyimlerimizden gelen inanç ve düşüncelerimiz.Geçmişten bugüne,şimdiye tasıdığımız hikayelerimiz bizi engelliyir Zihnimizle yarattığımız  engeller fiziksel olarak var olmasada o engelllerin birininkbirinin gelip sihirli dokunuşuyla kalkmasını bekliyoruz.Bu oldu mu ,bunun mucize olduğuna inanıyoruz.Asıl mucize sürekli ayagımızın,burnumuzun dibine gelen fırsatlar ancak ,bujları görmüyor,kaçırıyoruz mucizeye böyle bakmadığımız,geçmişte,gelecekte ,baskayerkwrde olduğumuz için.Mucize anda,şu.di,burada yaşanır. 
      Bekentilerden,engellerden nasıl çıkabiliriz? Burada nasıl değişim yaşayabiliriz? Bu inanç ve düşüncelerin yerine güçlü,bizi motive edecek,heyacanlandıracak,harekete geçirecek,bizi istediğimiz noktaya taşıyacak inanç,düşünce oluşturarak bunu yapabiliriz..Güçlü inancın bizde oluşturacağı duygular harekete geçirir.Güçlü inancımızı oluşturunca kendimizi sınırlamayıp,sabote etmeyi bırakırak bu inancın,düşüncenin yaratacağı kaynaklara,fırsatlara odaklanırız.
    Yeni inancımızı kendimize olan Özgüvenimiz artar,özsaygımızı yukarı çıkar,hayata geçirmek için hedeflerimizi,planlarımızı neler yapabileceğimizi düşünmeye başlar,fırsatlara odaklanır,fırsatları kollar,fırsat diye görmediklerimizi şans,fırsat olarak görmeye başlarız.Ne kadar şanslı olduğumuza dair,fırsatların her an her yerde olduğuna dair inancımız,güvenimizi artar.Belki bir insan ,belki bir kitap ,belki bir film ,belki bir organizasyon,bir müzik,bir grup,bir yemek ve pek çok şey.
    Güven ve inançla denemeye başlarız.Bir,üç,beş,yedi,yirmi bir,........doksan dokuz vaz geçmez deneriz pes etmeden.Her deneyim bize birşey katar ,bir fırsat sunar.
      Her adımla güvenimiz arttığı için  birşeyler değil pek çok seyle beslenir,farklı bilgileri birleştirerek ilerleriz.
    Dünya değişti kelimesi son zamanlarda sıkça söyleniyor değil mi? Ne yaptığını değil neyin nasıl yaptığın önemli.Klişelere takılıyoruz,halbuki yenilik,farklılık arayan insanlar ;farklılık,özgünlük,gerçeklik,samimiyet,dürüstlük,güven istiyor.Bunun farkında olan bireyler sabote,sınırlayan inanç ve düşüncelerin hızlı bir şekilde terk etme dönüşümüne girecek ve fırsatları görmek için bakacak inancını taşıyorum . 
    Profesyonelden hep klasik şeyleri bekliyoruz bence yanlış olan bu.O zaman yaratıcı,farklı olabilir miyiz? Nasıl becerimizi,yeteneğimizi,potansiyelimizi klişe şeyler,herkeste aynı olan şeyler üzerinden ortaya koyarak kendi en iyimizi,tatmin eden,fırsatları gören bizi yaratabiliriz?Birşeyler elimize geçer ,geçecek olanlar kısa vadede kazanım ve tatmin olacak .Çok mu iddialı oldu bilmiyorum.Uzun vadede ne yapmalıyız? Uzun vadede fırsatları nasıl yakalarız?
     O nedenle sınırlayıcı ,sabote eden inançları,düşünceleri ,endişeleri,korkuları,"ya olmazsa "yı terk ederek fırsatları görmeğe hazır mıyız?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...