Ana içeriğe atla

Sevgi,Şefkat ve Mutluluk Dansı

   Sevgi,şefkat,mutluluk bir beri ile dans eder .Sevgi varsa şefkatte var oda huzuru,mutluluğu getirir.Bu duyguları yaşatan e,yaşamamıza aracı olan, her deneyim ,her durum,birlikte vakit geçirdiğimiz insanlar geçmişimize dair iyilerdir.Zaman zaman başvurduğumuz mutluluk aracı,hatıra,"o zaman olmuştum şimdide de olabilirim,yapabilirim,bu bende , mevcut.."dediklerimiz.
   Şefkat insanı mutlu eden ber duygu ,sevgi ile beslenir.Sevginen olmadığı yerde şefkat,merhamet,vicdan şarkısı duyulmaz .Mutlulukta böyle atmosferde nefes alamaz ,oluşmaz,var olamaz.
  Sürekli mutlu olmak istiyoruz.Mutlu olmak için sürekli bir seçim durumundayız.Mutlu olma adına yanlış seçimler yapıyor ve ısrarla mutlu etmeyecek yollara giriyoruz . Ne  kadar mutlu olacağımızı,ne kadar sürede mutlu  kalacağımızı öngörmeye çalışıyoruz.Bu da hep yanılmamıza sebep oluyor.Daha fazlasını bekliyor,daha fazlasını istiyoruz.Mutlu olmadığımız,olamadığımız seçimleri de "bu sefer belki olur"düşüncesi ile devam ediyoruz.Sonu hüsranla bitiyor . "Sürekli tek bir  duygulu yaşayamayız;duygular evrilip dalgalanırlar,bir pusulanın iğnesi gibi "der bilim adamları.Bu nedenle sürekli mutlu olmak diye bir durumun olmadığını kabul etmek önemli.Mutlu olmak için seçimler yaparken,"nasıl olabilir"derken önce ne istediğimizi,neye gerçekten ihtiyacımız olduğunu bilmek,anlamak,fark etmek önemli.Ciddi sebeplerden mutsuz olmamız çok normal bunu yaşamak ve bırakmak burada kilit.Bir de ciddi olmayan,incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerden de mutsuz ediyoruz kendimizi.Burara bakış açısını değiştirmek kilit.Tüm duyguların geçici olduğunu kabul edersek sürekli mutluluk peşinde koşmayı bırakırız.Yasların,üzüntülerin ,mutsuzluğun geçeceğini bilerek yaşar ,saplanıp kalmayız.
   Sevgi varsa şefkat var olacağından huzur da ,Mutlulukta ,tatmin de,ile hissekme,memnuniyet hali var olur,yaşar.Sevgi şefkatle dans eder,el ele ,omuz omuza ,birbirinin içinde yürür.Bu da mutluluk ve diğer pek çok iyi duygulu ortaya çıkarır,bir flört,dans oluşur.Yürekte sevginin daha çok olması inançlar,düşünceler,bakış açısı ile ilgili.Olaylara,bir düşünceýe,insana,içinde bulunulan duruma dışardan bir göz olarak bakma hep zihinle ilgili,yorumlarla,yargılarla ,dirençle ,esneklikle ilgili.
    "Ben hep  iyi hissetmek,mutlu olmak istiyorum,.....,....... "diyorsak ,o zaman sevgide,şefkatte kalarak sevgi ve şefkatle flörte,dansa hiç  bırakmamacasına devam etmek gerekir.Bir annenin evladına,"sakın elimi bırakma"demesi gibi .
   Sabit fikirlilikte ısrar etmemek ,endişeyi,stresi yönetebilmek ,esnek olabilmek,değiştiremeyeceklerimizi kabul etmek,insan doğasını anlamak ,biriciklik olayını abartmamak,farklı olmak adına özü kaybetmemek sevmeyi,sevebilmeyi,sevgide kalabilmeyi,sevgiyi getirecek ,ardından merhamet,şefkat ,vicdan gelecek ardından da huzur,mutluluk,memnuniyet,tatmin,haz,neşe,. .gelecek.

  •   Mutluluk parayla satın alınır ancak sürekli para ile alarak mutlu olmaya çalışmak ,zorlamak ,ısrar etmek ne mutluluğu ne sevgiyi ne de şefkati getirir Sonu hoşlanmadığını bir dans olur.Zevmediğekiz bir yemek gibi.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...