İlişkilerimiz ne durumda? Annemizi, babamızı, çocuğumuzu, çocuklarımızın her birini, eşimizi, kardeşimizi, kardeşlerimizi, arkadaşımızı, kankamızı, dostumuzu, ortağımız, elemanımızı, ... ilişkide, iletişimde olduğumuz bireyleri tanıyor muyuz? "Ben malımı bilirim, ben adamı bir bakışta anlarım, ..." gibi düşünceler ve inançların arkasındaki zihinle, bakışla, izlenimler, gözlemle tanıdığımızı mı sanıyoruz?
Anlamadan, dinlemeden yaptığımız yargılarla, zannetmelerle, varsaymalarla hakikaten tanımış oluyor muyuz? Tek ya da bazı davranışlara bakarak, bir şeyi bir kere ya da bir kaç kere yapınca, "hım kesin sen yapmışsındır, sendendir, o yapmıştır, sen suçlusun,....." gibi ifadelerle hem kendimize hem diğerlerine haksızlık yapmış, etiketlemiş, gerçek anlamda tanımayı, karşılaşmayı, neyin ne sebeple olduğunu öğrenmeyi, anlamayı ,... reddetmiş olmuyor muyuz? Hem kendimizi hem onları engellemiş, alan daraltmış, kıstırmış,, uzaklaşmış-uzaklaştırmış oluyor, ilişkilerimizde yaşayacağımız zenginliğe balta vurmuş oluyoruz.
İlişkiler döngüsü duygusal bağ olsun olmasın bir zincir, çember içinde dönüyor. Bunu döndüren inançlarımız, düşüncelerimiz,yaptığımız yargılar, haksızlıklar, beklentiler, zannetmeler, sanmalar. İlişkilerimizde haller çeşitli. Bu çeşitlilik aslında bir şeylerin dönüşmesi, değişmesi, keşif, tanımak, yüzleşmek,.. . için bize sunulan, önümüze çıkan fırsatlar, açılan kapılar değil mi?
Bugün en samimi olduğumuzdan en az görüştüğümüze kadar bireylere bakarsak gerçekten kimin güçlü özelliklerini, kimin güçsüzlüklerini biliyor, anlıyoruz?Birbirimizin endişelerini, korkularını, güvensizliklerini duyuyor muyuz, okuyor muyuz, farkına vardık mı? "Ben'i, Siz'i, Biz'i" konuşabiliyor muyuz? Konuşabildik mi, konuşmaya başladığımızda herkes kendi düşüncesini mi empoze eder," sen şöylesin, . "gibi cümlelerle suçluyor, eleştiriyor, etiketliyor,... durumu çözümlemek, munanzara etmek, zenginleştirmek yerine gerginliğe, tartışmaya, çatışmaya mı dönüştürüyoruz?
Anlatılan bazı şeyleri o kişiye ilerde koz olarak kullanıyoruz,yeriyoruz, hakaret ediyoruz, acımasızlık, zalimlik yapıyoruz ... Bunları yaparken hangi ihtiyacımızı karşılıyoruz?Elde ettiğimiz kazanç, dönüşüm ne?
Gerçekten ilişkilerimizde sorumluluğu üstleniyor muyuz? Gerçek sevginin hakkını veriyor muyuz? Ortada gerçek sevgi varsa şefkat, hoşgörü, empati, iyi niyet vardır, bencillik, sadece kendi duygusal ihtiyacını karşılamak, kendini tatmin etmek yer etmez diye düşünüyorum.
Gerçekten ilgili miyiz? Sevdiğimizi söylediğimiz, yediğimiz içtiğimiz bir giden, aynı evi, aynı işi, aynı ortamı,.... paylaştığımız insanlara ne kadar güveniyoruz, onlar bize ne kadar güveniyor? Neyi, ne zaman "bir gün bunu bana kız olarak kullanır, en ufak tartışmada böyle böyle yapmıştın,.... demiştin, yüzüme vurur,.." gibi düşünmeden zazayıflıklarımızı paylaşabiliyoruz? Karşımızdakileri bunları yapmayacak şekilde dinliyoruz
Kimle, kiminle gerçek anlamda güvenli, paylaşmayı, anlayışı, şefkati, özgürlüğü, huzuru, ey kemiği ile her halimizle var olmayı yaşayabiliyoruz?
Sanırım bunları irdeleyip cevapladığımız, bunlarla ve daha fazlası ile ilgili keşifler yapıp, fakındalık noktasına ulaştığımız ilişkiler daha zengin, huzurlu, mutlu, keyifli, çikolata tadında olacak. Herkes için dönüşüm, değişim bereketli olacak.
Anlamadan, dinlemeden yaptığımız yargılarla, zannetmelerle, varsaymalarla hakikaten tanımış oluyor muyuz? Tek ya da bazı davranışlara bakarak, bir şeyi bir kere ya da bir kaç kere yapınca, "hım kesin sen yapmışsındır, sendendir, o yapmıştır, sen suçlusun,....." gibi ifadelerle hem kendimize hem diğerlerine haksızlık yapmış, etiketlemiş, gerçek anlamda tanımayı, karşılaşmayı, neyin ne sebeple olduğunu öğrenmeyi, anlamayı ,... reddetmiş olmuyor muyuz? Hem kendimizi hem onları engellemiş, alan daraltmış, kıstırmış,, uzaklaşmış-uzaklaştırmış oluyor, ilişkilerimizde yaşayacağımız zenginliğe balta vurmuş oluyoruz.
İlişkiler döngüsü duygusal bağ olsun olmasın bir zincir, çember içinde dönüyor. Bunu döndüren inançlarımız, düşüncelerimiz,yaptığımız yargılar, haksızlıklar, beklentiler, zannetmeler, sanmalar. İlişkilerimizde haller çeşitli. Bu çeşitlilik aslında bir şeylerin dönüşmesi, değişmesi, keşif, tanımak, yüzleşmek,.. . için bize sunulan, önümüze çıkan fırsatlar, açılan kapılar değil mi?
Bugün en samimi olduğumuzdan en az görüştüğümüze kadar bireylere bakarsak gerçekten kimin güçlü özelliklerini, kimin güçsüzlüklerini biliyor, anlıyoruz?Birbirimizin endişelerini, korkularını, güvensizliklerini duyuyor muyuz, okuyor muyuz, farkına vardık mı? "Ben'i, Siz'i, Biz'i" konuşabiliyor muyuz? Konuşabildik mi, konuşmaya başladığımızda herkes kendi düşüncesini mi empoze eder," sen şöylesin, . "gibi cümlelerle suçluyor, eleştiriyor, etiketliyor,... durumu çözümlemek, munanzara etmek, zenginleştirmek yerine gerginliğe, tartışmaya, çatışmaya mı dönüştürüyoruz?
Anlatılan bazı şeyleri o kişiye ilerde koz olarak kullanıyoruz,yeriyoruz, hakaret ediyoruz, acımasızlık, zalimlik yapıyoruz ... Bunları yaparken hangi ihtiyacımızı karşılıyoruz?Elde ettiğimiz kazanç, dönüşüm ne?
Gerçekten ilişkilerimizde sorumluluğu üstleniyor muyuz? Gerçek sevginin hakkını veriyor muyuz? Ortada gerçek sevgi varsa şefkat, hoşgörü, empati, iyi niyet vardır, bencillik, sadece kendi duygusal ihtiyacını karşılamak, kendini tatmin etmek yer etmez diye düşünüyorum.
Gerçekten ilgili miyiz? Sevdiğimizi söylediğimiz, yediğimiz içtiğimiz bir giden, aynı evi, aynı işi, aynı ortamı,.... paylaştığımız insanlara ne kadar güveniyoruz, onlar bize ne kadar güveniyor? Neyi, ne zaman "bir gün bunu bana kız olarak kullanır, en ufak tartışmada böyle böyle yapmıştın,.... demiştin, yüzüme vurur,.." gibi düşünmeden zazayıflıklarımızı paylaşabiliyoruz? Karşımızdakileri bunları yapmayacak şekilde dinliyoruz
Kimle, kiminle gerçek anlamda güvenli, paylaşmayı, anlayışı, şefkati, özgürlüğü, huzuru, ey kemiği ile her halimizle var olmayı yaşayabiliyoruz?
Sanırım bunları irdeleyip cevapladığımız, bunlarla ve daha fazlası ile ilgili keşifler yapıp, fakındalık noktasına ulaştığımız ilişkiler daha zengin, huzurlu, mutlu, keyifli, çikolata tadında olacak. Herkes için dönüşüm, değişim bereketli olacak.
Yorumlar