Ana içeriğe atla

Kendini Gerçekleştirerek Mucizeni Yaşa

  İnsan olanı sevebilir mi? Olanı sevmeli mi? Olanı sevmemek, red etmek bir direnç gösterisi değil mi? Enerji Kaçakları I'm ana hatları değil mi?
   İnsan olanı sevmek adı altında kendinde var olan tüm özellikleri, yetenekleri, becerileri, potansiyeli, zekayı, aklı, fiziksel özellikleri, içsel kaynakları, huyu,... ve yaşamında olan her şeyi kucaklaması. Ruhu ile buluşabilmesi, özünü yakalayabilmek için bu gerekli. Çünkü o zaman kendi olabilmenin, kendini yaşamanın Mucizesini yaşar. İşte o zaman gerçek ihtiyaçlarının sesini duyar empoze edilenleri değil. Arzusu, talepleri ile hakiki ihtiyaçlarını görür, fark eder. Değerleri ile ihtiyaçlarını birleştirerek kendi yolunu çizer  O yolda attığı her adımda olumlu olumsuz diye yorumladığı ne varsa  duyguyu yaşar. Süreçteki yolculuğun tadını çıkarır. Şükran, minnet duyar. İşte bu noktada her şey ona süpriz, mucize olarak gelir, zenginleşir.
    Kendi ile buluşmak bütün duygularını kullanmak, hislerini duymak ve halının altına sürmeden yaşamak.
   Karşımıza çıkan her birey atmamız olsun olmasın, yaşadığımız her olay kendimi gerçekleştirmemiz ruhumuzla buluşmamız için araç, vesile. Bunu ne kadar fark eder, bununla yüzlrşirdrk mucizeyi o kadar çok algıları ve mucizenin çok küçük, sade, basit gerçeklikle içinde saklı olduğunu görürüz. Sandığımız  düşündüğümüz gibi sadece zenginlikte, güzel kadın erkek olmakta çok takdir edilmekte, ünlü ol alta  yalı  stat sahibi olmakta değil bunlar maddesel şeyler. Gerçek mucize manevi, ruhani hayatın içinde her saniyesinde yüzüyor.
   Kendinden memnun olduğum her an kendine verdiğin kabul dür. Yaşadığın bir olayı, durumu nasıl yorumlardan yorumla senin kendimi yaşaman, özünü ortaya koyman için birer mucizevi olay. Sen seni maskesiz, yüksek ego duvarını indirip özünü daha çok yansıtarak, mütevazi, alçak gönüllüler gururu bırakarak ortaya koyduğunda işte gerçek tatmin, huzur, mutluluk, doyum yaşarsın.
   İnsanın kendini gerçekleştirmesine, sprütiel ya da ruhani gelişimine değinmiş çok beğendiğim bir bireysel gelişim romanı olarak tanımladığım Hermenes Hesse nin Narziss ve Goldmund kitabı. Kitabın içi pek çok şeyle dolu. Her bölümü ayrı bir derinlik, ayrı bir gelişim dolu. Aydınlatıcı, ayna olan, kendinizi bu kitabın içinde bir yerlerde  yüz de yüz diyeceğiniz bir kitap. Yaşama dair, kendinize dair, tanıdığınız insanlara, bütünlüğü dair çok şey bulacağınız keşfefeceğiniz yüxlrleceğiniz, "a aaaa.., evet  hakikaten" diyeceğiniz bir kitap.
  Kendini gerçekleştir ve Mucizeni, zenginliğini hücrelerine kadar yaşa.
 
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...