İnsan olanı sevebilir mi? Olanı sevmeli mi? Olanı sevmemek, red etmek bir direnç gösterisi değil mi? Enerji Kaçakları I'm ana hatları değil mi? İnsan olanı sevmek adı altında kendinde var olan tüm özellikleri, yetenekleri, becerileri, potansiyeli, zekayı, aklı, fiziksel özellikleri, içsel kaynakları, huyu,... ve yaşamında olan her şeyi kucaklaması. Ruhu ile buluşabilmesi, özünü yakalayabilmek için bu gerekli. Çünkü o zaman kendi olabilmenin, kendini yaşamanın Mucizesini yaşar. İşte o zaman gerçek ihtiyaçlarının sesini duyar empoze edilenleri değil. Arzusu, talepleri ile hakiki ihtiyaçlarını görür, fark eder. Değerleri ile ihtiyaçlarını birleştirerek kendi yolunu çizer O yolda attığı her adımda olumlu olumsuz diye yorumladığı ne varsa duyguyu yaşar. Süreçteki yolculuğun tadını çıkarır. Şükran, minnet duyar. İşte bu noktada her şey ona süpriz, mucize olarak gelir, zenginleşir. Kendi ile buluşmak bütün duygularını kullanmak, hislerini duymak ...
Yaşama,kendine dair farkındalık kazanmak. Kendinle,seçimlerinle,seçeneklerinle ,çözümlerle yüzleşmek.Kendini keşfetmek.İstesek de istemesek de değişimin,gelişimin her an olduğunu kavramak.Aradığın mutluluğun,huzurun,içsel tatminin,başarının motivasyonun,ruhsal enerjinin zihnimizde olduğunu anlamak.İşte bunlar için yola çıktım ve pedal çevirmeye devam ediyorum.Bireysel koçluk çalışmaları ,grup seminerleri,bireysel- grup eğitimi ,atölye çalışmaları ile birlikte yürümeye davet ediyorum.