Ana içeriğe atla

Mutluluğa Dair Filozofların Söyledikleri

  Mutluluk peşindr koşuyoruz. Mutluluğu bize dayatılan şeylerde elde edeceğimizi sanırken, birilerinin işaret ettiği yerlerde ararken yaşayamadan tüketiyoruz, çünkü kendimiz tükeniyoruz.Oysa tüketilecek bir şey değil. Yaşanacak, hissedilecek bir şey.     Biz kendimizi duymadığımız için,  hep başka yerlerde, başka insanlarda, önümüze konanlarda, dayatılanlarda, ruhumuzla özümüzle eşleşmeyen şeylerde arıyoruz. Oralarda çıkarmaya çalışıyoruz. Sizce de böyle değil mi?
Filozoflardan:
  Epikuros:"Mutlu olmak, bilgeliği aramak ve mutsuzlukları nedenleri olan korkuları ve sıkıntıları tanımaktır."
         "Ölümden korktuğumuz için acı çekmekten korktuğumuz için ve boş inançlı olduğumuz için mutsuz oluruz. Ölümsüz olmadığımız için üzülürüz ve başımıza gelecek şeyleri düşünürüz sürekli. Sürekli acı çekmekten korkarız, dışımızdaki güçlerin hayatımızı etkilediğini düşünürüz. Bu bizi boş inançlara götürür. Mutlu olmamak için her türlü malzeme vardır elimizde. Ama bütün bunlar cehaletten kaynaklanır. Dünyanın nelerden ve nasıl oluştuğunu bilseydik korkmak için bir nedenimiz olmazdı. "
 " Hiçbir zaman olmayacak şeyi düşünmeyi bırakalım ve olmayacak korkulardan kurtulalım kendimizi. Her şey atomlardan oluştuğuna göre ölümüöüzle birlikte ruhumuz da dağılacaktır....... Dolayısıyla korkmak ve mutsuz olmak için hiçbir neden yoktur. "
  Epiktetos:" Mutsuzuz çünkü dünyanın tatmin edici olmadığını düşünüyoruz. Arzularımıza daha uygun olduğundan daha iyi olduğunu düşündüğümüz bir dünya tasavvur ediyoruz sürekli. Ağlayacağım dünyanın düzenini anlamaya çalışmak ve birey olarak bu bütüne, bu dünya düzenine dahil olduğunu kavramak çok daha yararlıdır. Dolayısıyla yakınmayalım hiçbir şeye yaramaz. Ama dünyayı olduğu gibi kabul edelim ve sevelim. "
    "Aklını kullanan insanın, kendisine bağlı olan ve olmayan şey arasındaki farkı anlaması gerekir. Şu halde dünya bizim değiştiremeyeceğimiz bir gerekliliği tabidir. Dolayısıyla mutlu olmanın en iyi yolu hayal gücümüzün çılgınlıklar içinde kaybolmak ve elimizde olan şeyleri, düşüncelerimizi ve hayallerimizi denetlemektir."
    " Her şeyi yerli yerine oturtmak ve kabul etmek gerekir. Bizi, nesnelere ve olaylara önem vermeye götüren şey, düşüncelerimiz ve kanılarımızdır."
    " Evren'i oluşturan bütünle yani dünyayla uyumlu yaşamak, insanın kendisiyle uyumlu yaşamasıdır. Çünkü insan, evrenin bir parçasıdır. Ama insan aynı zamanda yine evrenin parçaları olan başkalarıyla da uyumlu yaşamalıdır.Bilge kişi kendisine ters gelen bir şeyle karşılamaz, dolayısıyla sonsuz bir özgürlükten ve gerçek bir mutluluktan yararlanır. "
     " Dünyaya sempatiyle bakmayı gerektirir. Akıl ve irade alıştırmasıdır bu. Yaşamak bizim payımıza düşen kişiliği oynamaktır. Yaşamak;insanın kendisi ve dünya, kendisi ve ötekiler arasında bir uyum denemesi yapmasıdır. "

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...