Ana içeriğe atla

Sıkıntı,Sıkıntılanmak

Bazen kadın erkek  her birimiz içimizde bir sıkıntı hissederiz.Sıkıntıdan ,sıkılmış olmaktan içimiz içimize sığmaz.Hiç neden diye düşündük mü?ben bazen düşünürüm.Neden ara ara böyle sıkılır,sıkıntı hissederim diye.Bazen bir olay,bir tartışma bazen hiç bir neden olmaz.Ama arada olur.Bugün, beni mutlu eden bir çok şeyi yapmama rağmen   öyle günlerden.Ama geçici.
   Geçenlerde sıkıntı üzerine yazılmış bir felsefe kitabı okudum.O kitapta sıkıntının yer yüzünde hep olduğunu ve var olacağını ,insanın küçük harfler yerine büyük harfleri istemesinden kaynaklanır diye bahsediyor.Eldeki ile yetinmemek,fazlasını azulamak,şikayet,kavgalar,sitem ,vs.Bunlar hep sıkılmamıza,sıkıntılanmamıza sebep oluyor.Bazen ne kadar uğraşırsak uğraşalım sıkıntıyı atamayız bir türlü.Sanki o sıkıntının üzerimizden kalkması için bir peryodu varda   o saatin dolması gerekir , dolmadan kalkmaz.Sanki güneşin doğma  ya da batma saati gibi.
   Zaman zaman peryodik olarak üzerimizde böyle negatif enerjiler geziyor ne kadar hayata olumlu ,sevgi ve şefkatle bakabilsek bile.Bu durumu kalp ritimlerimize benzetiyorum.Adrenalin salgıladığımızda nasıl enerjimiz ,soluk alış verişimiz,kalp atışımız hızlanıyorsa negatif enerjiler de aynısını kimyamızda oluşturuyor.Allah'a çok şükür üzerimizde  çok uzun kalmıyorlar.
  Bu durumlarda ne yapılmalı,ne yapmalıyız?Herkes kendine gelen en iyi tavrı,tutumu takınmalı,kendini en motive eden faaliyeti yapmalı.Mesela mufağa girip yemek,kek yapabilir ,spor yapılabilir,yürünebilir,kitap okunabilir,müzik dinlenebilir,inancımıza göre dua edilebilinir,ibadet yapılabilir.
   Sıkıntı ve sıkıntılanmak hayatımıza  şükretmeyi ve sabrı getiriyor.Bu durumun geçmesini bekliyor ,bu durumun üzerimizden kelkması için bir şeyler yapıyor ve sonunda şükredebiliyoruz.Yine her şey bizde bitiyor.Biz ne düşünürsek,nasıl tutum sergilersek o kadar kolay atlatıyoruz.Düşünce ve inanç.Her şey bizle başlayıp bizle bitiyor.Kendimize her durumda her şartta ya yol açıyoruz ya da tutsak oluyoruz.Öyle değil mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendine Hak Gördüğünü Başkasına da Hak Görüyor musun?

     Bencil olmak !Bu hepinizden var.Kimse ben bencil değilim demesin.Hepimizde var bencillik.Bencillikten biri, önce ben sonra sen denen olumlu bencillik.İkincisi,sadece ben ve hiçbir zaman diğeri denmeyen olumsuz bencillik.Sanırım bu iki alanda kendimizi mutlaka göreceğiz.Hangi alanda olduğumuzu farkedeceğiz.    Herkesin kendisine şunu sormasını isterim:"ben kendim için bunu şunu istiyorum ,peki bunu en yakınlarımdan başlayıp hiç bilmediğim insanlara kadar isteyebiliyor muyum"diye.Kendimiz için her istediğimiz bir başkası için ihtiyaç,arzu,mutluluk,huzur olmayabilir.Ancak kendime hak diye görüyorsam oda,onlar da istiyorsa onunda olsun,onda da olsun diyebiliyorsam demek ki olumlu bencil taraftayım.    Toplu yaşamın içindeyiz.İster tek ,aileyle,evli,arkadaşla yaşayalım,apartman,müstakil ev olsun her gün toplu yaşamın içinde nefes alıp veriyoruz.Sadece kendi keyfini düşünüp,"benim tek eğlencem bu"gibi düşüncelerle kendine hak görüp diğerini düşünmeden...

Nasıl Egoist Olunur?

      Hep ben ,benim,benim dediğim,benim ihtiyaçların,benim arzularım,......gider.Bu tür kelimelerle başlayan her cümle Ego,egoistlik kokar.Baş rolde sadece biz varızdır ,sadece biz.     Hep sahip olma duygusu ,hep en olma,önde olma duygusu tanıdık geliyor mu?İstediğimiz,ihtiyaclarımız için sorun çıkarmak,etrafımızda bulunan bireyleri zorlamak ,onları hiç düşünmemek.Sadece kendi hissetmek,yasamak,sahip olmak istediklerimiz için başkalarını alet etmek,sıkmak,üzmek,kırmak,onlara empati yapmamak.     Başkalarının gözündeki görüntümüz,düşüncedine,tskdirine önem vermek.Bun benlik duygusu için sadece kendimizi düşünmek,kenfimiz için yaşamak.     Sürekli karşındakinin,etrafındakilerden istemek,almak.Senin icin yapılan iyilikleri,güzellikleri değerli bulmamak,"yapmasaydın,etmeseydin "demek.     Sürekli kendi konforunu,luksunu,rahatligini,karnini,tstmsk istediği,sahip olmak istediği şeyler için yaşamak başkasının isteklerini,ihtiyacların...

Dikkat Et, Gözlerin,Beden Dilin Seni Ele Veriyor!

     Dikkat Et!Gözlerin,Bedenin Seni Ele Veriyor! Farkında mısın?        Ne kadar dışarıda ,birileri ile birlikteyken gülücükler dağıtalım,kahkahalar atalım bunların yalan olduğu dönük ,içi gülmekten gözlerden anlaşılıyor.Kahkaha ve gülücükler kestiğinizde duranlığınız sizi hemen ele veriyor.Mış gibi yaparak kendimizi bunlarn oluşturacağı enerjiye sokmak güzel ancak sırıtıyor üzerimizde,yalan olduğu,numara düğü anlaşılıyor.Çünkü içselleştiremiyoruz.O oluşturabileceği manevi ruhani etkiyi anlayarak,algılayarak keşfetmek,deneyimlemek üzere yapmıyoruz.O nedenle yaşayamıyoruz.Kalıcı olmuyor.Kalıcı olabilmesi ya da kendimizi bu moda sokabilmemiz için anlamamız,farkına varabilmemiz önemli.Yapmış olmak için yapmak,tavsiye ediliyor diye yapmak işte o söylenen kelebek veya balayı etkisi yaratır .    Hiç farkında değiliz karşımızdakinin kişiden hoşlanmadığınızın halde gülücük atsak da karşı taraf beden dilimizden,bir bakışımızdan,ses rengimizden anlı...