Hemen her birimiz alınır,kırılır ve güceniriz.Nedense hep bana bunu yapmamalıydı,söylememeliydi,saygılı olmalıydı,şefkatli-sevgi dolu davranmalıydı diye düşünürüz.Neden bu kadar çabuk kırılır,gücenir,kızar ve küseriz?Karşı tarafa yüklediğimiz anlamlar,verdiğimiz sevgi,saygı hep gözümüzde koyduğumuz o yüksek yer sebep olur bunlara.
Gücenme,kırılma,kızma,küsme,kırılma kendimize has egolarımızdan gelir kanısındayım.Aslında takılmasak hani çocukken yaptığımız gibi,umursamadığımız gibi.Çocukken yapabildiğimizi yetişkinlik dönemimizde yapamıyoruz.Yapabilen; bencil,vurdum duymaz,gamsız olanlarımız.fazla duygusal,hassas,değer veren,sevgili isek maalesef umursamamazlık,söylenene takılmama,yapılanı hoş görme olamıyor ,yapamıyoruz.Bu nedenle hep üzülüyor,kırılıyor,güceniyor,kızıyor,kırılıyoruz.Hayat böyle geçmez bence.Bir yerde artık yeter bu kadar kırılmak,gücenmek olmaz demek lazım.Bu konuda da kendimizi terbiye edebiliriz.aslında kendimize hep kendimiz yapıyoruz.İnsanlara ve olaylara yüklediğimiz anlamlar neticesi ile kırılma,gücenme,alınma oluşuyor.Ben çoğu zaman bencil,umursamaz,kimseye eyvallahı olmayanlara hayret ve gıpta ederim.Bazen böyle olmak gerekiyor,fazla üzülmemek için.
Olgunlaşmak,deneyim elde etmek,öğrenmek böyle bir şey.Bir konuda büyümeyi sağlayınca hemen başka bir basamak çıkar karşımıza ve onunla yoğrulur,savaşırız.Aslında savaşmayı bıraksak ,mücadele etmesek,kontrol etmeyi,hakim olmayı bırakabilsek hayatın akışında kendimizi daha iyi hissedeceğiz.Hani şey gibi;yemeğin pişmesini,siparişini verdiğimiz yiyeceğin masamıza gelmesini beklemek gibi,mesai saatinin dolması gibi nasıl bunları kontrol etmiyor ve akışa bırakıyorsak diğer mevzuları da bırakabilsek üzülmeyecek,kırılmayacak,gücenmeyecek daha neşeli,memnun olabileceğiz sanki.
İnsanlara,olaylara anlam yüklemeyi özellikle kişileri durumlarından,kişiliklerinden dolayı gözümüzde büyütmeyelim.Belki bunu yapmazsak insanların bizi üzmesinin,kırmasının önüne geçeriz.deneyelim mi?
Gücenme,kırılma,kızma,küsme,kırılma kendimize has egolarımızdan gelir kanısındayım.Aslında takılmasak hani çocukken yaptığımız gibi,umursamadığımız gibi.Çocukken yapabildiğimizi yetişkinlik dönemimizde yapamıyoruz.Yapabilen; bencil,vurdum duymaz,gamsız olanlarımız.fazla duygusal,hassas,değer veren,sevgili isek maalesef umursamamazlık,söylenene takılmama,yapılanı hoş görme olamıyor ,yapamıyoruz.Bu nedenle hep üzülüyor,kırılıyor,güceniyor,kızıyor,kırılıyoruz.Hayat böyle geçmez bence.Bir yerde artık yeter bu kadar kırılmak,gücenmek olmaz demek lazım.Bu konuda da kendimizi terbiye edebiliriz.aslında kendimize hep kendimiz yapıyoruz.İnsanlara ve olaylara yüklediğimiz anlamlar neticesi ile kırılma,gücenme,alınma oluşuyor.Ben çoğu zaman bencil,umursamaz,kimseye eyvallahı olmayanlara hayret ve gıpta ederim.Bazen böyle olmak gerekiyor,fazla üzülmemek için.
Olgunlaşmak,deneyim elde etmek,öğrenmek böyle bir şey.Bir konuda büyümeyi sağlayınca hemen başka bir basamak çıkar karşımıza ve onunla yoğrulur,savaşırız.Aslında savaşmayı bıraksak ,mücadele etmesek,kontrol etmeyi,hakim olmayı bırakabilsek hayatın akışında kendimizi daha iyi hissedeceğiz.Hani şey gibi;yemeğin pişmesini,siparişini verdiğimiz yiyeceğin masamıza gelmesini beklemek gibi,mesai saatinin dolması gibi nasıl bunları kontrol etmiyor ve akışa bırakıyorsak diğer mevzuları da bırakabilsek üzülmeyecek,kırılmayacak,gücenmeyecek daha neşeli,memnun olabileceğiz sanki.
İnsanlara,olaylara anlam yüklemeyi özellikle kişileri durumlarından,kişiliklerinden dolayı gözümüzde büyütmeyelim.Belki bunu yapmazsak insanların bizi üzmesinin,kırmasının önüne geçeriz.deneyelim mi?
Yorumlar